Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.6
Gulsum
Gulsum
@Glsm12
BU FANİ ALEM İCİN BEKLENTİYE GİREN KALBİME DE KIRGINIM ..
KUDÜS'E AŞIK AMA VURULMUS BİR KALB TAŞIYOR.
sadece kitaplar konuşulur burda .
skgmn-tvn.blogspot.com
Lisans
Kuduslu cocugun düs kurdugu mavi tavanli sokak.
772 okur puanı
Eylül 2017 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Bir sabah yatakta böceğe dönüşen Gregor Samsa cümlelerde aslında kendini anlatan bir Franz gördüm. Karamsarlığı özellikle psikolojik çöküntü yaşayınca büründüğü kişilik. Zayıf bir böcek, odasında çıkmayan, hiçbir şey yapmak istemeyen, işi bile bırakıp insanlardan uzaklaşmak isteye,n en sevdiği yemeklerden bile yemek istemeyen zayıflığını gözler önüne seren bir Franz. Yaşadığı çöküntüyü ;o kadar gösterir ki toplum da artık onu bir böcek kadar önemsemez sevdikleri bile onu istemeyecek kadar değersizleştirir .Ruh sağlığı, güçlü iradenin kaynağıdır. sağlıklı toplumun güçlü yanıdır.
Franz Kafka yine farklılığını ortaya koyarak; bu sefer korku ve çaresizliği ele almıştir.bir yandan çaresizlik ,bir yandan çıkmaza girme ,bir yandan da umutsuzluğun egemen olduğu dünyanın karanlık tarafı . Yani Kafka'nın perde arkası dünyası gülmenin altındaki gizlenmiş karanlık perdeler. onun kadar gerçek onun kadar muhteşem. Aslında Kafka; yabancılaşmayı ,insanın içinde taşıdığı suçluluk duygusunu ,ruhun karanlık tarafını, çaresizliği, korkuyu en iyi anlatanlardandır.
İyi okumalar
Güzel nükteli bir eserdi . Ülkenin gercek halinden düşündüren ders nitelikli öyküler. Ya halimize ağlar ,ya güler, ya ya bir ah çekeriz. İyi okumalar..
Okur Takip Önerileri
Doğu- batı arasında sıkışan birey(Halit Ayarcı) ve bireyler. mazisinden kopmayan bir taraftan da batilaşmak gerektigin farkında olan kahraman. Aslında tam da Türk toplumun temsili.Her turlu yeniligi almaya çalışan ve karşılıklı çatışmaya giren bir toplum. Hem sahnenin içinde rol almak hem de sahnenin dışında seyirci kalmak. Dehşet ironi yapıyor. Zamanı nasıl saatlerle ayarlayabiliyorsak insanı da batilasmaya ayarlayacagimiza inandırır.Ama toplum zeminin tamamen ayarlanmayacaginin da farkında değil.Hayali kurumlar ve muazzam söz sanatları gercekten uzaklaşan bir toplum. Doktor karakterinin psikanalizden olması . Herkesin bir gün kurumdan geçeceğini vurgulaması aslında bir meslekte körleşme. Her dönemin önde hastalığı( pskioloji , ekonomi vb.) Herkesin hasta olduğuna inandirilmasi, dönemin ana zemininde göstermesi. Kendilerinin bile farkında olmayışı. Yenilik sürekli yenilik. Ama önemli olan bence anın yeniligidir. Birilerinin tamamen batilasip doguyu unutması, birilerinin doğuyu alıp batıyı tamamen unutması ve ikisi arasında sıkışan toplum. Her karakteri ayrı ayrı incelenip okunması gereken bir kitap. Yani bir yenilenme olacaksa geçmişi tamamen silemeyiz. Doğru zaman,doğru toplumsal inşaası ...iyi okumalar.
Yani Shakespeare 'den sonra okuduğum belki de okuyacağım en iyi tiyatro , kitap.
Wolfgang Borchert , genç yazarin hayatından kesintiler gibi .2. Dünya Savaşı'nı yaşamış , cephede bulunmuş , Cephede döndüğünde kapıların dışında kalmış genç yazar. Yani acının, savaşın kendinden vazgeçişin ruhunu en iyi şekilde yansıtmıştır adetta okurun ruhuna yaşatmıştır.
Her sahnede acı çekiyorsun. Hayattasin ama evin, ailen yurdun, özellikle ruhunun da bir yurdu yok. Belki kapılar dışında bırakıldığın için hiçbir şey yoktur. Benden öte ben de yok , Tanrıya isyan kendinden kaybolusun hikayesi.
Ne acı ki giderken umutla vatan uğruna , gelirken kendini unutmak isteyen bir adam ve kendisini hatırlamayan yine bir cephe arkadaşı yine bir insan..
Böyle mi yani savaş birileri için ölürken; birinin yaşaması mi ya da destanisi hayati anlatmasidir.
Dünyaya haykırıyor biri ölüyorum diye , sokak çöpçüsünün de çıkıp süpürmesi midir savaş ... Ne acı , acının içinde acıyı unutmak.
Aslında olay neydi biliyor musun ey ruhum ?
Marifet buluttayken, yağmura şiirlerin yazilmasiydi...
Her şey yok oldu. Medeniyetler insanlar ve insanlık görünmeyen bir mikroptan.Bir mikrobun ölümler sonrası bıraktığı barbarlık , yok olan medeniyeti ve insanlığın bir yiyecek için bitişini anlatır. Sevdiğini, hayatını, mesleğini , ailesini en önemlisi özgürlüğünü bile bir mikroba mahkum bırakmak .
İyi okumalar
Ama sen şaheser. Yani ağlattın yüreğimi. pek uzun yazmak istemiyorum incelemeleri. ama Cin Kültür devrimin izlerine rastlanır. Dönemin araştırılması bu şahesere ışık olur. Ki eserde Çin komünist rejimi hakkında bazı eleştirilerin olması sebebiyle yayınlandığı dönem ülkesinde yasaklanan bir kitap.
Dilediğimiz gibi değildi yaşamak, aslında zorunda olduğumuz her duyguyu yaşadığımiz ( doğumlar, ölümler, umutlar, mutsuzluklar...)bir yaşam. Aç kalmamak icin pirinç tanelerini biriktirmeyle başlar. Gaye topraga sarılmak , topraktan doymakti. Ve en acısı sevdiklerini de toprağa sarmak. yaşam diyorum umudu her zaman dimdik tutmak açlığa ölüme rağmen. Ve duygularını da topraktan alıp sevdiklerinle toprağa gömmek. Mücadele etmek herşey idi. Bazen sevdiklerinin acliktan ölmediğini de bilmek yaşamdır... Bir baba , bir anne , bir evlat ve acı yaninda umut dolu bir mucadele ....
İyi okumalarimiz olsun
Okuduğum belki okuyacağım en güzel distopik kitap. Kaç gündür karamsar bir ülkenin içinde hapsedildi resmen ruhum. Ve çokça acabalarımin olduğu sürükleyici, anlaşılır bir dille yazılmış.
Bir ülke düşünün (Okyanusya) , başta Büyük Birader ve Totaliter bir rejim. Ülkede düşüncelerin, yok edildiği , tüm bilgiler devletin yayın organlarindan alındığı ,zihnin kontrol altına alındığı , kimsenin kimseye güvenmediği , insanlarin makineleşmiş hale geldiği düzen. Bu düzen içinde Winston, en temel kişisel haklardan bile mahrum bırakılan, her adımın izlendiği , sorgulandığı bir yaşamin içindeki mücadelesi. Ve bu yaşamda toplumsal mücadele yerine bireysel bir mücadele sözkonusudur. Asıl olunan Parti'nin dayattığı kural ve dusunce sistemi. örneği; (Yeni Söylem) diliyle düşünülüp konuşulmaktadır. Tam bir kısıtlama ülkesi. Bu dilde sadelesme ilgilimi çeken kısımdı, daha önce Fahrenheit 451 de görmüştüm.Aslinda dilleri değiştirerek düşünceleri değiştiriyoruz. Var olan kelimeler kadar hayal kurmak , düşünmek .. Hükmetmek, insanların zihinlerini darmadağın etmek, sonra da dilediğin gibi yeniden biçimlendirerek bir araya getirmekle olur. tam da olay buydu Partiye karşı cikmazsiniz düşünceler bile onlara ait.....iyi okumalar
Ne oldu anlamadım. Bir tarafim hayretler icinde bir tarafim sorgu ve korku içindedir. 1952 yazılan bir kitap ve okunan zaman 2023. Yeni Cesur Dünya'yi hatırlattı.Yanmayan evler , böcek denilen son sürat araçlar buna karşın görevini itinayla yapan itfaiyeciler. Doğru anladım bu sefer farklıydı herşey. Söndürmek değildi görevleri yangını çıkartmaktı.Hem de devlet kontrolünde tüm kitaplar yakmak.Amaç ne miydi? Kitap , edebiyat , okunan bir mısra insani intihara götürüyor ve mutsuz olan bir topluma en iyi hizmet ,mutluluk kitapları yakıp yok etmekti. Tek amaç insanlar , toplum hüzünlemesin düşünmek zorunda kalmasınlar, insanı yipratan gereksiz bilgi birikimi diye . Hal boyle olunca insanları eğlenceye sevketmek gerekir. Evet korktum çünkü zaman insanlarin iletişimin kopardığı, konuşmayı bıraktığı,ekranlarda yaşanan bir zaman. Ne garip mutluluğu aradığımız yer. Sistem mutluluğu ekrana yansıtırken; gerçekten mutlu muydu insan? İşte kırılma noktası . Aslında yakılan kitaplar değildi düşünce derinligiydi.
Tabi farklı düşüncelere götüren yanları oldu. Örneğin, kahramanın mutluluğu sorgulamaya başlayınca ; üst mevkiden insanlar kitaptan alıntılarla konuşuyordu kahramanla.Ne yani yasak sadece alt mevkide miydi? Vs.
Evet yazar haklı yakılması gereken tek şey kitap olmalıydı. Çünkü hayatı sadece ekrandan ibaret gördük.ekrana dalıp kitabı bilgiyi unuttuk, bizi hayattan koparacak şeylere o kadar daldık ki yanan sayfalari goremedik . Ve ne garip ki mutluluk pozu veren ekranda savaş hakimdi. Sahi uyutulduk mu?
Kesinlikle okunmasi gereken bir kitap.
Bambaşka duygularla başka bir psikoterapistin yalın bir dille anlattığı Divan kitabı. Bu Divan, psikoterapistlerin, hastaların insana ait , insana yakışmayan duyguların dahi konuşulduğu bütün duyguların divanı.Ernest karakteri ve terapideki düşünceleri yöntemleri. Terapistlerin hasta karşısında sıkıştığı, duyguların bastirildigi durumlar .
Dinlemenin önemi, hastaların kendi problemlerinin kendilerinin çözümü, insanın kendi derinliğinde kendini anlaması , sorgulaması.hayal , rüya ve hakikat ilişkisi. En mahrem duyguların çatışması bunun altında yatan sebepler ,çocukluk ebeveyn ilişkisi, mutsuz evlilikler buna ragmen halen surdurulebilen evlilikler. Bunda endişe çocuk yetistirmek mi yoksa yalnızlık hissi mi mutsuzluğa rağmen.Aslinda hastanin eksik parçaların tamamlanmasini sağlamasina yardımcı olmaktır Divan. Bu durum da doktorun tutumu yol göstermesi. Tamamlayıcı kişi kendidir. Dediğim gibi bu Divan' da sadece hastalar yoktur. Terapistlerin de bir danışmaya ihtiyaç duyması, belki hastalarına verdikleri cevaplar arayışlaridir.
İnsanın içinin , dünyasının boşlukta yaşadığı duygusunun yoğun yaşadığına ve boşlukta insanın kendine verdiği zararlar. Yalnızlik, iç hesaplaşma , dürüstlük.... Sürekli sorgulama getiren bir kitap oldu benim açımdan ..
Kutsal olan gerçekler değil kişinin kendi gerçeği için çıktığı arayistir..
Yazarın ilk okudugum kitabı .Bir belgesel hastası olarak " Vahşi Kırlar" izleyince Osho'yu yazinlarinda da görmek istedim.Acikcasi Belgeseli hayretle izlemiştim farklı dinleri bilmek ,farklı yaşamlar , farkli fikirler heyecan verici. Evet Osho görüş olarak dinlere , din adamlarına eleştirel bir yaklasima sahip. Görüşleri aşk, mutluluk, bazen mutsuzluk saygınlık olarak görür, doğayla içiçe bir yaşam ve meditasyon. İyi okumalar
Ah Timon insanı tanımadan insan olmak biraz zor olmalı..
Timon , Atinalı zengin, cömert biridir. Çevresi tarafından sevilen ,hizmetkarlari , dostlarıyla mutlu hayati olan biri. Tüm servetini dostlarıyla paylaşan , hediyeler ziyafetler veren cömert Timon, serveti biter sonunda borçlanır. Ve tüm dostların kapısı yüzüne kapanir. Ve bir mağaraya sığınır . herşeyi kaybeden Timon uyanmıştir. O çok sevdiği dostlarından nefret ediyordu artık. Yalnız kalmak ona en büyük servetti aslında. Burda da onu yalnız bırakmadılar çünkü Timon yine altın bulmuştu oysa hayatını yaşayabilirdi. İnsanin bir kere kırıldı mı guveni hiçbir şey ona derman olmaz. İnsan yine insani yıkmıştı. Yine dünya malı yine bir sarı renge( altına) kanmışti. Neden anlamadı insan doğada ona bahşedilen nice nice servetler verilmisti zaten toprak hava , su , gökyüzü...ama insanoğlu hep bir adımı daha ister bunu yaparken; tüm iyiliği , dostluğu , sevgiyi ,saygıyı da beraberinde öldürür. Ah insan yine kendinden kendini öldürüyorsun ne garip sonun olduğunu bildiğin halde ...Timon da kendini tanımadan dost buldu, dost onu bıraktı o da kendinden geçerek kimsesiz dünyayi tercih etti mezar en guvenli yerdi ..
Keyifli okumalar.
Nasıl başlayacağım , nasıl ne yazacağım ...
Yani Firdevs beni bitirdin her cümlede durup durup düşündüm neler oluyor diye. En korkutucusu da halen dünyada bu acı olayın devam ediyor olması.
Sadece olay için şunu diyebilirim. Bir kadini ölüme götüren ilk kişiler anne babadır ki hayatta en çok onların sevmeleri gerekirken.
Bir yerde kız çocuğu annesine, babam olmadan beni nasıl dogurdun deyip, sonra sünnet edilmesi .
Bakıldığında kadın her coğrafyada ölüme sığınmıştır çünkü en güzeli oydu.
İnsan öldürdüğüm için ceza almıyorum varlığımdan korktuklari için beni asıyorlar.
İyi anne iyi babalar olsun ki , kız çocuklarını öldürmeden ölüme gitsinler
Muhteşem bir eserle daha buluştum . Yani Shakespeare insanda bağımlılık etkisi bırakıyor. Kral Lear , gücünü 3 kızıyla bölüştürmek kararıyla kızlarından sadece kendisine olan sevgilerini dile getirmelerini istemekte. Regan ve Goneril abartılı cümleler sevgilerini anlatırken bu ara evli olan kızları ama en küçüğü Cordelia öyle abartılı söz soylemez dürüstlüğünu önde tutar. Ve kral Cordelia reddeder ki kızı savunan en yakın arkadasi Kent ve Kontu da saraydan uzaklaştırır.
Oyun yaşlı kralın çok sevdiği kızların yalanları onu birakmalari ve oyunları ile devam eder. Tabi Cordelia hariç o hep sadık ve dürüst kaldı . Herkes ettiğini biçecek bu hayatta.
Yani Shakespeare bu zamanda yazmış gibi eseri evlatin babaya sadakatsizligi , dunya malının boy gösterdiği, kardeş kardesin kuyusunu kazmakta , baba evlatin sevgisini ölcmekte , hırs , mal, iktidar sevdası tam da bizim zamandan dem vurmakta.
Sen yine muhtesemdin ,
Kitabi begenerek bitirdim.mektuparla yazılan bir eser. Werther' in Lotte' ye aşık olması ve Lotter' in nisanli olması sonrasında iyi Albertle evlenmesi. Werther'in aşkında dostuna yazdığı mektuplar . Duygularına yenik düşüp intihar etmesi. Aslında her bir mektup topluma bir eleştiriydi.
Belki yazar hayatını anlatıyordu çünkü
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021121,1bin okunma