Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fatma

Fatma
@Godotyubekleyen
Taze sosyolog, sosyal medya uzmanlığı mezunu
Lisans
Konya
445 okur puanı
Eylül 2017 tarihinde katıldı
128 syf.
·
Puan vermedi
Ve Sen Kuş Olur Gidersin
Ve Sen Kuş Olur GidersinTarık Tufan
8.3/10 · 9bin okunma
Reklam
Vejetaryenliğin tarihi insanoğlunun yeryüzünde varoluşu ile birlikte başlar. Nitekim bilimsel olarak kanıtlandığı gibi insan büyük maymunlar gibi tropikal ormanlarda yaşamış ve yiyeceğini sadece meyveler oluşturmuş, milyonlarca yıl aynı yiyecekle yaşamıştır. Ancak deprem gibi bazı beklenmedik olaylar nedeniyle başka bölgelere göç etmiş, iklim değişikliği yüzünden meyve bulamayıp aç kalınca, kendini savunmak için öldürdüğü hayvanların etini yemek zorunda kalmış ve ateşi bulduktan sonra bu alışkanlığını sürdürmüştür.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Fatma tekrar paylaştı.
Her birimizin bir ölüm borcumuz var, bunun istisnası yok, biliyorum, ama bazen, ah Tanrım, Yeşil Yol o kadar uzun ki.
Sayfa 428 - Altın KitaplarKitabı okudu
Tahıl, bakliyat, kuru meyveler ve bazı tane sebzeler, etin iki katı fosforik asit ve on katı demir ihtiva eder. Fosforlar sinirlerin kuvvetlenmesi, demir de kan için insanın en önemli besinlerinden biri olarak kabul edilir.
Reklam
Etoburların bağırsakları kısadır ve bozuşmuş et orada durmaz. İnsan bağırsaklarının uzunluğu onun etobur olmadığının bir başka delilidir. Çünkü insan bağırsaklarında kalan et kokuşur ve öldürücü mikroplar üretir. Aynı şekilde bağırsaklarda bozulmaya yol açar. Nitekim bağırsak rahatsızlıkları ve apandisit bu bozulmanın sonucunda ortaya çıkar.
İnsan midesi etobur hayvanların midesinden çok daha ince ve güçsüzdür. Oysa etobur hayvan, çiğnenmemiş et parçasını derhal yutar ve ezerek hazmeder. Etoburların dişleri yaygın ve bir sırada olmadığı için çiğ eti çiğnemeden yutarlar ve bunun hazmını mide kaslarına bırakırlar. İnsan midesindeki salgı bezi, ette bulunan fazla azotu otoburlarda olduğu gibi amonyağa dönüştüremez. Mide salgıları ve pankreas bezi eti çözündüremez. İnsan karaciğerinin etteki azotu uzaklaştıramaması gut, romatizma ve sinir hastalıklarına yol açar.
Ünlü anatomi bilgini Kuviye, Le Cours d'Anatomie Camparee adlı eserinde şöyle der: "İnsanın doğal besini onun bünyesine uygun olup, genellikle meyveler, kökler ve bitkilerin sulu kısımlarıdır. Eller bunları rahatça toplamaya yarar. Bir yandan çeneler kısa ve güçsüzken, öte yandan köpekdişleri diğer dişlerden uzun değildir. Bu dişler insanın et yemesine ya da hayvan etini parçalamasına izin vermez." Bir başka yerde de şöyle yazmıştır: "Bir hayvanın bağırsakları taze eti hazmedecek şekilde yaratılmışsa, çene yapısının da yemi yutacak şekilde olması gerekir. Yani pençeleri yakalayıp parçalamak, dişleri kesmek ve parçalara ayırmak, bütün hareket organları kovalayıp yakalamak ve duyuları da avı uzaktan görmek için. Yine gizlenmek ve kurbanını hile ile yakalamak için doğanın onun beynine gereken istekleri yerleştirmiş olması gerekir. İlk insan büyük maymunlara benziyor, bitki taneleri ve meyvelerle yaşıyordu. Nitekim tırnakları, dişleri, kasları ve anatomik yapısı bize bunu ispat eder.
Yüreğimizden gelen doğal, yapmacıksız duyguları zorla bastırmadığımız sürece insanın içinde diğer canlıları öldürme ve canını yakmaktan nefret etme duygusunun var olacağı açıktır. Ve yine hiç kuşku yok ki, insanlar yedikleri hayvanları bizzat kesmek zorunda kalsalardı, çoğu et yemekten vazgeçerdi.
Cinsiyetçilik, fallokrasinin' doğurduğu bir sonuçtur. Fallokrasi (penis egemenliği) ise şöyle tanımlanıyor: "20. yüzyıl ortalarında ortaya çıkınış, erkeklerin (ve fallusun sembolik gücünün) kadınlar üzerindeki egemenliğini ifade eden isim."3 Ancak feministlere göre, kimilerinin androkrasi (erkek egemenliği) ya da ataerkil (patriyarkal) sistem diye de adlandırdıkları fallokrasi, yalnızca bir egemenliği anlatmaz. Bu ayrıca, erkeklerin, kadınlar üzerindeki egemenliklerini yeniden üretmek için, ellerindeki tüm kurumsal ve ideolojik olanakları (hukuk, siyaset, iktisat, ahlak, bilim, tıp, moda, kültür, eğitim, kitle iletişim araçları, vb.) tıpkı kapitalizmin kendisini sürdürebilmek için bunları kullandığı gibi açıktan açığa ya da üstüörtülü biçimde kullanan bir sistemdir.
Reklam
Günümüzün feministleri, "cinsiyetçiliği", tıpkı, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki zencilerin ya da Fransa'daki renkli derili emekçilerin ırkçılığı kınadıkları gibi kınamaktalar. Çünkü, cinsiyetçilik, "kadın cinsine karşı uygulanan ayırımcı bir tutumdur.
2.749 öğeden 2.581 ile 2.595 arasındakiler gösteriliyor.