Gördüğü her cismin birer anısı var. Bu kez gözleri sandığın önünde, yerde, parlaklığını kaybetmiş kraliçe tacına takılı kalıyor. 'Kral Ölüyor' oyununu hatırlıyor. Ayşen’le birlikte oynadığı oyunlardan biriydi. Ayşen’in başındaki bu taçla erguvan kırmızısı kaftan, hâlâ dün gibi aklında. Bir iç çekip, “Güzel anılar, insan belleğinde daima tutunacak bir yer bulur,” diye fısıldıyor. Sandığa donuk gözlerle bakmaya devam ederken Ayşen, kırmızı kadife koltuklar, localar, palyaçolar, kuklalar ve gençliğinde yaşayan simgeler teker teker gözlerinin önünde dikiliyor. “Bir haftaya kalmaz, yıkıcı duvarları patlatmaya gelecekler. Duvarlara inen tok ses, bir günde yerle bir edecek onca hatırayı. Kimi insan toplanıp meraklı gözlerle molozlara bakacak, kimi sesinden ve tozundan rahatsız olmamak için yolunu değiştirecek. Kısa bir süre sonra da molozlar kamyonlara doldurulup şehrin az kalan boşluğuna eklenecek bir süreliğine. Bu sandığı almalıyım, alıp eve götürmeliyim,” diye düşünürken dışarıda hayatın normal seyrinde aktığını fark ediyor ve tiyatro bu haldeyken insanların şen şakrak görünmesini garip buluyor. Geçerken birkaç kişinin kafasını çevirip oraya baktığını görüyor ama öylesine bir bakış olduğunu biliyor. İçlerinden hiç biri karşısında oturan genç adam kadar hassas ve tiyatrosever olmadığını düşünüyor. “İnsanlar teknolojiyi değil, teknoloji insanları satın almış.
Jules Verne’nin ölümünden sonra yayımlanan bir sürükleyici fantastik roman Macaristan’da Tuna kuyusundaki hayali Ragz şehrinde geçer. Fransız mühendis Henri Vidal, Avrupa çapında ün kazanmış bir ressam olan kardeşi Marc’ın Macaristan’ın köklü ailelerinden Rodericlerin kuzu Myra’nın bir talibi daha olmuş ancak Roderich ailesi tarafından geri çevrilmiştir. Bu kişi, Prusyalı ünlü bilim insanı Otto Storitz’in oğlu Wilhelm Storitz’den başkası değildir.
Seyrek ormana vardığınızda insanın gözlerini yaşartan güçlü bir esinti başladı. Dağ soğuğunun içine işlediğini fark ettin. Bütün gece durmadan yürüdünüz. Bir görünüp bir kaybolan çalılıklardan başka hiçbir şey göremediniz. Nehir boyunca yürüdükten sonra vardığınız yer, ağaç mezarlığının on gel kilometre aşağısında dağlara paralel ve dere boyunca dar bir patika yolun ulaştığı ovaydı.