Gökmen Yorgancı

Gökmen Yorgancı
@Goyo
Lisans
İstanbul
20 okur puanı
Haziran 2019 tarihinde katıldı
Gerçek aydının görevi pohpohlamak ya da yüceltmek değildir, çarpık gördüğüne karşı çıkmak ve düzeltmektir, dolayısıyla yazgısı çetin, sert, hatta korkunçtur.
Reklam
...kendi yönelimine göre ortamını kulaçlamanın - ve kurtarmanın - yolu, düşünebilen bireyin kendini sorgusuz sorusuz içine atılmış bulduğu o ortamdaki kökten yalnızlık gerçeğini üstlenerek aydın görevini yerine getirmektir. "Aydın pek verimli olan yalnızlığının içinde keşfettiği şeyi başkalarına bildirmek durumundadır, kendi çölsü yaşamından, insanlara kendi yalnızlıklarını haykırmalıdır. Aydın olmanın özü çölde haykıran ses olmaktır. " Aydının varlığı insanları mutlu etmek için değildir, tedirgin etmek içindir.
Sonsuzluk, ortam koşullarından bağımsız, her yerde birden bulunabilen bir varlık fikrini insanın zihninde doğuran, onun kendi ortamına kaçınılmaz bağımlılığıdır. Belli bir zamanın ve mekânın varlığı olmak acı verir insana. Zamana ve mekâna o kölelik, sonsuz biçimde yansır düşüncesine. Sonsuz olmak ister insan, çünkü onun tam tersidir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
...yaşam - biyolojik olgu değil, insan yaşantısı olarak yaşam - kökten bir olaydır ve, yine yaşam, ortam koşullarına eştir. Her birimiz kendi ortamımızda birer kazazede olarak yaşarız. Suyun yüzeyinde kalabilmek için, ister istemez o ortamı kulaçlamak durumundayız.
Ortamı yazgısıdır kişinin, çelişkili gibi de görünse, özgürlük o zorunluluğu yiğitçe üstlenmektir.
Reklam
Gökmen Yorgancı

Gökmen Yorgancı

, bir kitabı okumaya başladı
İnsan ve ''Herkes''
İnsan ve ''Herkes''José Ortega y Gasset
8.5/10 · 365 okunma
282 syf.
9/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Mülkiyet Nedir?
Mülkiyet Nedir?Pierre-Joseph Proudhon
8.2/10 · 473 okunma
Gökmen Yorgancı

Gökmen Yorgancı

, bir kitabı yarım bıraktı
Aylaklığa Övgü
Aylaklığa ÖvgüBertrand Russell
8.5/10 · 1.333 okunma
Mülkiyet getiri hakkıdır, yani çalışmadan üretme gücüdür.
Sayfa 153Kitabı okudu
Reklam
Mülkiyet bir şairi Karun'da yapar, dilenci de ; onu onurlandırıp övecek olan yalnızca eşitliktir. Eşitlik ne mi yapar? Şarkı söyleyen ile onu dinleyenin haklarını düzenler. ... Dinleyici de, şarkıcı da hizmeti satmakta ve almakta özgürdürler. Bu noktadan itibaren iki tarafın da yüksekten atması boşa gider, çünkü birinin dizelerine, öbürünü keyfine yüksek paha biçmesi sözleşmeyi zerre kadar etkilemez. Ürünü değerlendirirken artık yeteneğe değil, ortaya koyulan ürünün kendisine bakılmaktadır çünkü.
Sayfa 134Kitabı okudu
Homeros dizelerini söylesin ben de bu yüce dehayı dinleyeyim. Basit bir çoban, naçiz bir ırgat olan ben Homeros'a kıyasla hiçbir şeyim. Gerçekten de işler kıyaslanacak olursa bir İlyada karşısında benim ürettiğim fasulye, peynir nedir ki? Fakat Homeros o benzersiz şiirleri karşılığında sahip olduklarımı elimden almaya, beni kölesi yapmaya kalkarsa memnuniyetle dizelerinden vazgeçer, kendisine hoşçakal derim. İlyada olmadan da yapabilirim ve eğer gerekirse Aeneis'in yazılmasını bekleyebilirim. Fakat Homeros benim ürettiklerim olmadan yirmi dört saatini geçiremez. Bu yüzden benim kendisine sunduğum çoban armağanımı kabul etsin, onun şiirleri de beni yüreklendirip teselli etsin.
Sayfa 133Kitabı okudu
Bir somun ekmek pişirip de bir lokmasını yiyebilen, saray inşa edip de ahırda yatan, lüks kumaşlar dokuyup da paçavralar giyen, her şeyi üretip de her şeyden mahrum kalan uygarlaşmış işçi, özgür değildir. Hizmet ve yevmiye değiştokuşunda işçinin ortağı olmayan patron onun düşmanıdır. Toprağa kira veren köylü, yol vergisi, tuz vergisi, patent parası, lisans ücreti, personel ve emlak vergisi vb ödeyen vergi mükellefi; mecliste bu vergileri oylayan vekil, hepsi de ne akla ne de hür iradeye göre hareket ediyor. Mülk sahipleri, kapitalistler ve hükümet bu insanların düşmanıdır.
Sayfa 132Kitabı okudu
Ticaretin meşru ve doğru olması, her türlü eşitsizlikten uzak olmasına bağlıdır, ticaretin ilk şartıdır bu. İkinci şart ise ticaretin gönüllü olması, yani tarafların özgür ve birbirlerine karşı açık olmalarıdır.
Sayfa 132Kitabı okudu
Çok yakından baktığımız her şey tuhaf görünür ve çoğu zaman gerçeğe en az benzeyen şey gerçeğin ta kendisidir.
Sayfa 129Kitabı okudu
200 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.