Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.13
Gözde Çalık
Gözde Çalık
@Gozdeninhikayesi
Kitap Ağacı Bursa Ailesi olarak bu ay Macar edebiyatından Gyula Krúdy’nin ‘Günebakan’ romanını okuduk. Genelde beğendiğim ve önermek istediğim kitapları paylaşıyorum. Bu kitap için öneride bulunamayacağım sanırım. Kitabın önsözünde ve arka kapağında vaadedilen şeyleri ne yazık ki bulamadım. Macar edebiyatı ile çok sıcak bir tanışma olmadı yani . Karakterle ilgili bilinçaltı tahlillerinin yer aldığı, gotik izlerin göründüğü ciddi bir aşk romanı okuyacağımı düşünürken, kendimi karmaşık ilişkiler ve dağınık bir anlatımın yer aldığı toplumsal eleştiri de dahil her şeyin kıyısından köşesinden tutulan ve aşk ile pek bir ilgisi olmayan bir kitabın içinde buldum. Önsözde yazarın anlatımına dair zaman kurgusunun olmadığından bahsedilmişti. Sanırım kitapla ilgili tek doğru tespit buydu. Yoğun bilinç akışı kullanılan romanlarda zaman kavramına pek önem vermem ama bu kitapta öyle bir durumda söz konusu olmayınca kendimi tuhaf bir zaman boşluğunda hissettim. Umarım Macar edebiyatından daha içime sinerek okuyacağım kitaplarla karşılaşarak bu hayal kırıklığını unuturum.
2019’da 3 farklı kitabını okudum yazarın. Artık kalemine daha aşina olduğumu düşünüyorum. Son olarak Aralık ayında Kızıl Kale’yi okudum. Yazarın son dönemde yazdığı öykülerden oluşuyor kitap. Masalsı öykülerle başlıyor sonrasında yazarın daha önceki kitaplarından alışkın olduğumuz farklı kesimlerden kadın öyküleri var. Bu sıralama kadının tarihsel yolculuğunu okuyucuya daha net göstermek için yapılmış sanırım. Severek okudum yine. Hala Erendiz Atasü okumayanlara ve özellikle kadın okuyuculara önerilir! Sevgiler
Bu ay okuduğum Shakespeare eseri On İkinci Gece için kısa bir yorum bırakmak istedim. Yazarın önce okuduğum eserleri gibi bu da beni çok etkiledi. Her satırında anlatımındaki şiirselliğe, kelime oyunlarındaki ustalığına hayran kaldım. Daha önceki oyunlarında olduğu gibi yanlış anlaşılmalar üzerine kurgulanmış oyun. Karakterlerin kılık değiştirerek farklı cinsiyetlere bürünmesi yine gözüme çarpan bir başka ortak özellik diğer eserleriyle. Dilerim birgün sahnede de izleyebilirim bu güzel oyunu.
Okur Takip Önerileri
Herkese merhaba ️.
Daha önceki paylaşımdan hatırlayacağınız gibi bu hafta ‘Şeytan Tozu’ kitabını okudum. Yazarla tanışma kitabımdı ve şunu söyleyebilirim ki çok güzel bir tanışma oldu . Kitaptan kısaca bahsedecek olursam. Kitabın kaleme alındığı yıl Almanya’da Nazilerin yönetime geçmesiyle yasaklanmış. Neden halkı isyana teşvik unsurları barındırması.
Dr. Amberg’in bir gün hastene odasında bilinci yarı açık olarak gözlerini açmasıyla başlıyor kitap. Ne kadarı gerçek, ne kadarı rüya ikilemiyle devam ediyor. Dr. Amberg gerçekten Morwede köyünde bulunmuş muydu? İnsanlardaki dini inancı yeniden uyandırmak için uyuşturucu madde üretmeye çalışan Baron’un hizmetinde çalış mıydı? Peki hayatının aşkı Bibiche? Onla yaşadıkları? Tüm bunlar hastanedeki başhekimin söylediği gibi bilinç kaybı esnasında gördüğü rüyalar mı yoksa gerçeğin kendisi mi? Kurgusu inanılmaz güzel çok akıcı bir kitaptı. Kitabı okurken yazarın kalemi bana yer yer Kafka’yı hatırlattı. Hatta bazı bölümlerde Kafka’nın Şato’sunu düşündüm. Her iki yazarında ortak geçmişinin Prag olduğunu düşünürsek bu etkilenmeyi çok yadırgamamak gerek. Okumak isteyen arkadaşlara kesinlikle tavsiye ediyorum. Sevgiler ️️
