Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hakan GÜÇBİLEKLİ

Kabul etmeli ki Kıyamet insanı kıblesini yitirmiştir eylem ve davranışlarını terbiye etmeye kendisini Kadir kılacak olan menzilini kaybetmiştir
Sayfa 161Kitabı okudu
Reklam
Biz kitaplar pahali diye dert yanıyoz adam az bir kesim anlar diyor ya
Şimdiye kadar 14 kitap yazdım tüm kitaplarım geniş kitlerin anlamakta güçlük çekeceği bir istihdal tekniğe sahip Ama Müslümanların karşı karşıya bulundukları birçok problemi çözüyor
Sayfa 154Kitabı okudu
Tüm derdim bu felsefenin batılı felsefenin rasyonalitisiyle rekabet edebilecek bir rasyonalite ortaya koyabilmesidir Çünkü batılı felsefede dini esaslar üzerine kurulu felsefelerden müteşekkildir ama batılı felsefe erbabı bu esasları ile gözden kaçırıp gizliyor ya da onları laikleştiriyor yani onları dini çerçeveden çıkartıp kendi araçsal akıllara uyarıyla teşekkür etmiş gayri dini rasyonel bir çerçeveye oturtuyorlar
Sayfa 152Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Felsefe özü gereği düşüncede İçtihat eleştiride özgünlüktür binaenaleyh naklledilen her felsefe nakleden onun üretim yollarını özümsememiş veya ona dair deliller ikame edememişse felsefe üretiminde faydasız bir iş olarak kalır Arap felsefesi İçinde bulunduğumuz bugüne kadar mukallit felsefe sınıfına dahil edilmektedir Hatta benim kanaatime göre buna felsefe bile denemezsiniz olsa olsa anti felsefe olabilir çünkü taklit felsefeyi bozar
Sayfa 141Kitabı okudu
Özgün olmak mı özgür olmak mı işte bütün mesele
Özgürlük Batı modernetisinde rüşt ilkesinin tecelli ettiği tezahürüdür diğer tezahürü ise özgünlüktür özgürlük ve özgürlüğün tahakkuku orada inhiraflara savrulma ve dinlere karşı zorbalığa düşme sınırına kadar ulaşmıştır bunun delili de ifade düşünce ve inanç özgürlüğü adıyla dinimize saldırmaları ve Peygamberimiz alay etmeleridir
Sayfa 135Kitabı okudu
Reklam
Hani şimdi nerde o ruh
Ortaçağ'da İslam alemi modern idi daha öncesinde de başka modernitler vardı bu ruh hep vardı ulaşmak istediği Maksat da insanı daha Yetkin bir medeniyete yükseltmektir
Sayfa 135Kitabı okudu
Bir sonraki sokağın köşesini döndükten sonra, artık sarayı görmüyordu. Keçili yaşlı adam orada yoktu; efendi -eğer oysa- ona geçiş izni vermişti, ama ne yol haritası ne de pasaport, ne otel ve restoran tavsiyesi; eskiden yapılan yolculuklardan biriydi bu, maceralı ya da -vaktiyle dendiği gibi-tanrı'nın lütfü sayesinde. Kabil eşeğini yeniden mahmuzladı ve bir süre sonra kendini yabanın ortasında buldu
Ben modernliği özgünlük olarak belirledim özgünlüğü modernliğin vazgeçilmez şartı saydım Buna göre bir insan Özgün olmadan modern olamaz özgün bir üretkenlik sergilemedikçe de modern olmayı hak etmez
Meşhur büyük ideolojik söylemler bitince ve insan gücünün bizzat kendisine ve kendisinden sonraki insan nesilleri üzerine çökmeye başlaması durumu ufukta belirince ahlaki bir boşluk meydana geldi bu boşluk insanlara edindikleri temellerin referansların tehafütünü hissettirdi Bu yüzden ahlaksal donanıma çağıran sesler yükselmeye başladı O derece ki şöyle bile denildi 21 asır ya ahlaki Bir asır olacak ya da hiç olmayacak
Öldürülen evlatlarının kaybını telafi etmek için bir oğul doğurma olasılığı yine adem'le havva'ya düşmüştü, ama hayatta neden ve niçin olduğunu bilmeden çocuk yapmaktan başka hedef olmaması pek üzücü. Nihai bir hedefe, son nedene inananlar, soyu sürdürmek için derler; oysa ki bu soyların ne olacağına dair hiçbir fikirleri yoktur ve sanki evrenin biricik ve nihai umuduymuş gibi, soyun neden sürmesi gerektiği sorusunu kendilerine hiç sormamışlardır.
Reklam
Filozof ile siyasetçiye ayıran fark: filozof bir şeylerin hep daha iyi gelmesinin şevkle ister bakışlarını şeylerin yükselmesi gereken ideale yöneltir Buna karşın siyasetçi şeyleri olduğu gibi görür bakışlarını ondan daha iyi nasıl istifade ederim düşüncesiyle vakaya Diker
Imani aklilik Yakin ilkesine dayanır. Mümin faydasına yönelik yakin elde ettiği değeri seçmelidir bazıları şöyle soru sorabilir mümin bu değer ve besteleri nereden edinecektir kendisi faydası Yakinen bilinen bestlere ve gayelere ulaşabilir mi? Bu soruya cevap bizzat dini pratiğin içinden doğar Çünkü ilahi vahiy mümini başkasına bulunmayan bu yakin ile donatmak için nazil oldu bu yüzden onun için faydası yakini olan Maksat ile değerleri ve amacını usule getirmesi yakini vesileleri belirleyen unsur vahiydir
Yunanlıların yüklediği anlama göre akıl bir zattır diğer bir ifade ile insanın içinde yer alan bağımsız bir varlıktır hatta sadece insanda değil Bilakis tüm kainatta mevcuttur ve kainattaki her olguyu düzenleyen de odur Onlar bu anlama sahip olan zatı logos adlandırılır İslam'ın kurucu metinlerinde akıl kavramının böyle bir anlamı yoktur bizim Kur'an'da gördüğümüz asıl delalete göre akıl Tıpkı işitmek tatmak görmek ve koklamak gibi bir fiildir insanın hayatında yaptığı idrak eylemlerinden biridir
İçinde bulunduğumuz hali itiraza Mahal kılarak düşünmeye olmamız gereken hal üzerinde de uzun uzadıya Tefekkür etmeye ne çok muhtaç durumdayız Çünkü necidir ufkumuza Musallat olan bu Düşünsel gitmişlikten kurtulmaya çabalamaktan kaçışımız mümkün değil Aksi takdirde kurak ve uçsuz bucaksız sahralarda yolunu kaybetmiş kimse gibi helak oluruz bu kaybolmuşluk halinden kurtulmamız ancak salaha erdirecek hedefler ve işlevini yerine getiren vesileler edinmemizle mümkün
1.053 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.