“Seni özledim,” diye fısıldadım tenine doğru. “Faniler dünyasında seni düşmanım sanırken bile seni özledim.”
“Benim güzel düşmanım, iyi ki bana geri döndün.”
“istediğin kadar alay et. O zaman ne hayal edersem edeyim, şimdi ağzından çıkacak kibar bir söz için yalvaran benim.” Gözleri arzuyla kararmıştı. “Beni sonsuza dek darmadağın ettin.”
Bana son bir şans ver, yalvarırım,” dedi titreyen sesiyle. “Son kez denememe izin ver, Beni kazanmak istediğin gibi, senin için savaşmama izin ver. Benden ayrılma.”
Dante yokken bile nabzım olimpik bir pistte altın madalya için koşmuş gibi hızla atıyordu.
Daha önce pek çok kez Paris'e gelmiştim.
Fakat Aşkın Şehri'nde ilk defa gerçek aşkı tadıyordum.
Dilinde Kai'nin adını duymaktan nefret ediyordum.
Kai'nin yanında öyle kolay gülmesinden nefret ediyordum.
Ve bunları bu kadar umursamaktan nefret ediyordum.
"Ozan kucağında bilgisayarla, öyle neşeli konuşuyordu ki sonsuza kadar onu dinleyebilirdim. Anlatacak tek kelimem yoktu onun yanında. Ama dinlemek istediğim koca bir dünya vardı."
"Arkadaşlığın çatısı büyüktü, genişti, güvenliydi. Ama ne yazık ki iki sevgili oraya sığamıyordu."
Herkese selamlar Bugun beni uzun süredir