Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Helin

** Sizi kendi düşüncelerinizden başka hiçbir şey rahatsız edemez. **
Reklam
“Korktuğunuz şeyi yaparsanız, korkunuzun öleceği kesindir.”
“Ben aşktan daima kaçtım. Hiç sevmedim. Belki bir eksiğim oldu. Fakat rahatım. Aşkın kötü tarafı insanlara verdiği zevki eninde sonunda ödetmesidir. Şu veya bu şekilde... Fakat daima ödersiniz... Hiçbir şey olmasa, bir insanın hayatına lüzumundan fazla girersiniz ki bundan daha korkunç bir şey olamaz...”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsan talihi bu idi. Hiç kimse yıldız olarak kalamıyordu. Muhakkak hayalinizdeki yerinden inecek, herkese benzeyecekti.
Sufiler’in, “Sufi, şimdiki anın çocuğudur,” diye bir deyişi vardır. Ve Sufizm’in büyük şairi ve öğretmeni Mevlâna Celâleddin Rumi şöyle der: “Geçmiş ve gelecek Tanrı’yı bizim gözümüzden saklar; her ikisini de ateşe atıp yakın.”
Reklam
GEÇMİŞ VE GELECEK YOKTUR
Hiçbir şey geçmişte vuku bulmamıştır; o Şimdi’de vuku bulmuştur. Hiçbir şey gelecekte vuku bulmayacaktır; o Şimdi’de vuku bulacaktır. Sizin geçmiş olarak düşündüğünüz şey eski bir Şimdi’nin zihinde depolanmış anısıdır. Siz geçmişi hatırladığınızda, bir anıyı yeniden canlandırırsınız ve bunu şimdi yaparsınız. Gelecek ise hayal edilen bir Şimdi’dir, o zihnin bir projeksiyonudur. Gelecek geldiğinde, Şimdi olarak gelir. Siz gelecek hakkında düşündüğünüzde, bunu şimdi yaparsınız. Geçmiş ve gelecek, âşikâr bir biçimde, kendi başına bir realiteye, bir gerçekliğe sahip değildir. Tıpkı ayın kendi başına bir ışığa sahip olmayıp, sadece güneşin ışığını yansıtabilmesi gibi, geçmiş ve gelecek de sadece ebedi şimdinin ışığının, gücünün ve realitesinin solgun yansımalarıdır. Onların realitesi Şimdi’den “ödünç alınmıştır.”
https://youtu.be/4KVY2xNDzvE
Akılla bir konuşmam oldu dün gece Sana soracaklarım var dedim Sen ki her bilginin temelisin Bana yol göstermelisin Yaşamaktan bezdim ne yapsam Birkaç yıl daha katlan dedi Nedir dedim bu yaşamak Bir düş dedi birkaç görüntü Evi barkı olmak nedir dedim Biraz keyfetmek için Yıllar yılı dert çekmek dedi Bu zorbalar ne biçim adamlar dedim Kurt, köpek, çakal, makal, dedi Ne dersin bu adamlara dedim Yüreksizler, kafasızlar, soysuzlar, dedi Benim bu deli gönlüm dedim Ne zaman akıllanacak Biraz daha kulağı burkulunca dedi Hayyam'ın bu sözlerine ne dersin dedim Dizmiş alt alta sözleri Hoşbeş etmiş derim dedi
Her gün biri çıkar, başlar ben, ben demeğe, Altınları gümüşleriyle övünmeğe. Tam işleri dilediği düzene girer: Ecel çıkıverir pusudan: Benim ben, diye.
İnsan çeker çeker de sonra hür olur; İnci sedef zindanlarda yoğrulur. Paran pulun yoksa bugün, sağlık olsun: Bugün boş duran kadeh yarın doludur.
Bu zamanda az dostun olsun, daha iyi. Herkesle uzaktan hoşbeş edip geçmeli. Can gözünü açınca görüyor ki insan En büyük düşmanıymış en çok güvendiği.
Reklam
Acı fazlalığı, sevinç fazlalığı gibi kısa süren şiddetli bir şeydir, insan kalbi bir aşırılığı uzun süre yaşayamaz.
Dert çekme boşuna, hep gül de yaşa; Zulüm yolunda hakkı bul da yaşa; Sonu yokluk madem bu dünyamızın Yok bil kendini, özgür ol da yaşa.
Yarım somunun var mı? Bir ufak da evin? Kimselerin kulu kölesi değil misin? Kimsenin sırtından geçindiğin de yok ya? Keyfine bak: En hoş dünyası olan sensin.
Mantığınıza sesleniyorum, insan evlilik kurumunun köhneliğinden haberdar olsaydı kafasını evlilik yularına gönüllü uzatır mıydı? Ve hangi hatun kişinin bir adamla işi olurdu, eğer evlilik öncesinde doğum ya da eğitimin ne kadar acı ve tehlikeyle dolu olduğunu bilseydi ya da hiç değilse bu konular üzerinde daha önce kafa yormuş olsaydı? ...
265 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.