Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dr. HH

Hikmet biraz düşündü. “Oyunun sonunda Mills evlensin Monika ile, albayım,” dedi sonunda. “Çünkü, susup beklemesini bilenler kazanır. Schlick’i de savaşta öldürmekten vazgeçelim; zaten eninde sonunda aklını kaybedecektir, bu gerilime daha fazla dayanamaz. Eskiden böyle kocalar, düelloda filân ölürdü; ben buna benzer bir filim görmüştüm. Şimdi kılıcın yerini ruh hastalıkları aldığı için, bu çeşit ölümleri tasvir etmek biraz teknik bilgiyi gerektiriyor. Schlick’in akıl hastanesindeki yaşantısını da anlatalım mı albayım?
Reklam
“Bizim de başka çaremiz yok da ondan, oğlum Hikmet. Biz bu dünyaya seyretmeye, hayran olmaya gelmişiz. Takdir etmesini bilmek de bir meziyet, derlerdi büyüklerimiz bize. Biz de önümüze geleni beğenirdik: Tarih hocasını Herodot, felsefeciyi Eflâtun zannederdik. Bizim hocaların adı neden tarihe henüz geçmemiş diye hayıflanırdık; ortada bir haksızlık olduğunu düşünürdük. Bize göre herkes, âlim adamdı. Tekaüt olduktan sonra kanaatlerim biraz değişmişti ama, gene de hangi resim sergisine gitsem, koşar ressamı tebrik ederdim; bütün piyeslerden sonra alkışlamaktan ellerim acırdı. Ediplerle tanışamadım diye üzülür dururdum. Bir gazete muharririnin yazılarını en büyük hakikat olarak kabul ederdim. Mühim makaleleri kesip saklar, fırsat buldukça yeni baştan okurdum. Ortaya atılan her esere hürmetim vardır benim. Bir insanın, iyi kötü, ortaya bir eser koyması ne kadar zor, ne kadar takdire şayan bir gayrettir bilemezsin.”
64 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Yumuşaklıklar Değil
Yumuşaklıklar DeğilÖzdemir Asaf
8.6/10 · 266 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Aralarından geçiyorum, Hiç kimse el-ele değil. Herkes kendine dönmüş deyorum. Bir kaçının içine bakıyorum.. Hiç kimse kendisiyle barışık değil. Herkese kendini anlatıyorum, Kime kendini anlatsam şaşırıyor. Kendimi kime anlatacağım şaşırıyorum. Hiç kimse ilkin kendisine alışık değil.
„Efendisi kayıtsız şartsız boyun eğmesini istiyordu ondan. îşte o zaman dayaklardan kurtuluyor, varlığı kimsenin gözüne batmıyordu. Dahası, Gri Kunduz ona bir parça et atıyor ve öbür köpeklerin kapmasını da önlüyordu. Onun gözünde paha biçilmezdi bu etin değerine. Gri Kunduz'un verdiği böyle bir et parçası kadınlarca önüne atılan bir düzine et parçasından çok daha değerliydi. Gri Kunduz şımartmak şöyle dursun okşamıyordu bile, ama yine de Beyaz Diş ile amansız efendisi arasında sıkı bir dostluk bağı kurulmuştu.“
Reklam
160 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Savaş Atı
Savaş AtıMichael Morpurgo
8.4/10 · 1.165 okunma
Lavinia
Sana gitme demeyeceğim. Üşüyorsun ceketimi al. Günün en güzel saatleri bunlar. Yanımda kal. Sana gitme demeyeceğim. Gene de sen bilirsin. Yalanlar isteyorsan yalanlar söyleyeyim, İncinirsin. Sana gitme demeyeceğim, Ama gitme, Lavinia. Adını gizleyeceğim Sen de bilme, Lavinia.
Senin öfkene nasıl dayansın kızcağız?” “Benim öfkem bir efsane, albayım. Tiyatro seyreder gibi bakıyorlar benim öfkeme. Biraz fazla kaçtı mı, oyunun yarısında bırakıp çıkıyorlar. Sizin gibi seyirci nerede, albayım?”
Biliyor ama, albayım, biliyor: Bir noktada benim de bunlara dayanamadığımı biliyor, her şeyden kaçtığımı biliyor.
Gözdeki
Bana senin için, O mu, diye sordular. O değil, dedim onlara.. Anladılar.
Reklam
“Nereye gidiyorsun?” diye telâşlandı ihtiyar adam. Hikmet, kötü kötü güldü: “Merak etmeyin albayım; öfkeme aldırmayın. Ben onun yanına gidince köpek gibi olurum şimdi. Süt dökmüş kedi gibi olurum. Bütün böyle şeyler gibi olurum. Giderim, merhaba demeden yanına otururum; bir süre domuz gibi susarım. Hayvanat bahçesine çeviririm orayı: Aslanlar gibi saldırırım. Artık şahsiyetimi buldum albayım. Sevgi’ye de gösterdim sonunda. Önceleri bir süre –şahsiyetimi bulmamıştım daha o zaman– yumuşak bir ev hayvanı gibi oturdum; mutfakta beslendim bir inek gibi.” Oturdu: “Hayvanlar âlemi diye sembolik bir oyun yazalım albayım; orada ben her kılığa gireyim, olur mu?” Soluk soluğa kalmıştı. “Neden gecekondumda oturmasını bilemedim albayım.”
Nokta.
Bana yalanlar söylese yetinecektim. Ama yalan söyledi.
Nisanın 23ü!
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun:) inşallah her çocuk bayramını gönlünden geçtiği gibi kutlar 🥳
“Neresi ciddi, neresi alay anlaşılmıyor ki,” diye şikâyet etti albay. “Oğlum sen, bu her şeyi birbirine karıştırmanla, hiç bir zaman gereken alâkayı göremeyeceksin.” “Görmek istemiyorum albayım,” diye elini başına vurdu Hikmet. “Bilge’ye de bunu yapıyorum: Her şey, anlaşılmaz bir karmaşıklığa bürünüyor.” Bazen ben bile hangi durumda olduğumu unutuyorum.” Durdu, “Kendimi bir şey sanıyorum onun yanında. Onun benden önce bir şeyler yaşamış olmasına dayanamıyorum. Şimdi de benim dışımda bir şey düşünmesine, hissetmesine katlanamıyorum.”
Hüsamettin Bey, “İngilizler de nereden çıktı?” diye sordu. “İngilizler her yerden çıkarlar albayım, her yerde bulunurlar. Olayların dengesini sağlamak için muhakkak bulunurlar.
1.343 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.