Bir kere ölürsen, oyun biter. Yedek jeton yoktur. O zaman bu oyunu gerçekten oynamalı mıyız? Cevabım evet. Hem de öyle güzel oynamalıyız ki, yaşlandığımızda yaşadığımız tek pişmanlık; dünyanın bize yetersiz olduğunu düşünüp yanlış yere gönderildiğimizi düşünmek olsun. Oyunu oynayın. Ancak kurallarıyla değil. Kuralları çiğneyin. Hile yapın. Bu dünyada en önemli varlık sizsiniz çünkü yok olduktan sonra kimse size ne olacağını bilmiyor. Kimse sizi umursamıyor.
İnsan hayatının tamamını dört duvar arasında geçirebilir. Kendisini tutsak kabul etmediği sürece tutsak sayılmaz.Ama kâinatın sonsuz büyüklüğünü, milyonlarca yıldızı, galaksiyi görüp onlara asla erişemeyeceğini bilen biri için koskoca dünya hapishaneden farksızdır.İdrak ettikleri şey zamanın ve mekanın tutsağı haline getirir.
Henrik Vanger: Akrabalığın sevginin garantisi olmadığını keşfettim. (Sayfa 154)
Henrik Vanger: Kaybedeceğin kesinken asla savaşa girme. (Sayfa 178)
Henrik Vanger: Neticede, kardeşlerimin üçü, başka alanlarda ne kadar sağlıklılardı bilemem ama politik anlamda hastaydilar(200)
"..bir yerde kötülük varsa, oradaki herkes biraz suçludur."
"Biz insanlar, sınırlarımızı bilmeden kendi aklımızı beğeniyoruz, öğrenmiyoruz, akıllanmıyoruz. Her şeyi anladığımız zaman da genellikle iş işten geçmiş oluyor."