Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hayal Meyal

Ve aynelyakîn gördüm ki imanda manevî bir cennet ve dalalette manevî bir cehennem bu dünyada da vardır, yakînen bildim. Şualar
Reklam
Yıkılmış bir mezarım ki yığılmıştır içinde Said'den altmış dokuz emvat bâ-âsam (*) âlâma Yetmişinci olmuştur o mezara bir mezar taşı, beraber ağlıyor hüsran-ı İslâm'a Ümidim var ki istikbal semavatı zemin-i Asya, bâhem olur teslim yed-i beyza-i İslâm'a Zira yemin-i yümn-ü imandır, verir emn-ü eman ü emniyeti enama. Şualar
Ve asıl hüner, kardeşini fena gördüğü vakit onu terk etmek değil belki daha ziyade uhuvvetini kuvvetleştirip ıslahına çalışmak, ehl-i sadakatin şe'nidir. Şualar

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Allah’a iman için ve vahdâniyeti için ve vücub-u vücudu için ve sıfâtı ve esmâsı için, ezelden ebede bütün esmâsının tecelliyâtı adedince Ona hamd olsun.”
Evet, bu kâinatta hayır şer, lezzet elem, ziya zulmet, hararet bürudet, güzellik çirkinlik, hidayet dalalet birbirine karşı gelmesi ve içine girmesi, pek büyük bir hikmet içindir. Çünkü şer olmazsa hayır bilinmez. Elem olmazsa lezzet anlaşılmaz. Zulmetsiz ziya, ehemmiyeti olmaz. Soğukla, hararetin dereceleri tahakkuk eder. Çirkinlik ile, hüsnün tek bir hakikati bin hakikat ve binler çeşit hüsün mertebeleri vücud bulur. Cehennemsiz cennetin pek çok lezzetleri gizli kalır. Bunlara kıyasen her şey bir cihette zıddıyla bilinebilir. Ve bir tek hakikati, sümbül verip çok hakikatler olur. Şualar
Reklam
Kimsesizlik ilk kez yüreğime yalnızlık yeliyle vurdu. Gariplik içime kor olup düştü.Avare dolaştım. Çöl mü , kimsesizlik mi dilimi damağımı kavurmuştu bilemedim
Hacer'in pek çok anlamı vardı. Birinci anlamı kaçış demekti. İsim yazgıya yansırmış, öyle olmuştu.
Sessizlik hal olmuştu bana. Üzerime sanki bir sekînet inmişti. Sustum... Asırlar hakkımda dil olacak kadar sustum.
Vakit ikindiye indi. Güneş ayrılık rengindeydi.
Kelamın susturulduğu yerde sessizlik dil olmuştu.
Reklam
Korku bir karanlık gibi çöktü içime. Ürperdim ...
Tüm zalimler önce kelama yasak koyardı. Kelamın gücü büyüktü. Kelamdı, yokluğun elini varlığa tutturan.
"Zulmedenlere en küçük bir meyil göstermeyin; yoksa Cehennem ateşi size de dokunur." Hûd Sûresi, 11:113.
Duanın en güzel ve en latîf meyvesi, en leziz ve en hazır neticesi şudur ki: Dua eden adam, bilir ve dua ile bildirir ki birisi var, onun sesini dinler, derdine derman yetiştirir, ona merhamet eder, onun eli her şeye yetişir. Ve bu boş, hâlî dünyada o yalnız değil; belki bir Kerîm zat var; ona bakar, ünsiyet verir. Onun hadsiz ihtiyacatını yerine getirebilir ve hadsiz düşmanlarını def'edebilir bir zatın huzurunda kendini tasavvur ederek, bir ferah ve sürur duyup dünya kadar ağır bir yükü üzerinden atıp "Elhamdülillahi Rabbi'l-âlemîn" der. Mektubat
Sıkıntı, sefahetin muallimidir. Yeis, dalalet-i fikrin; zulmet-i kalp, ruh sıkıntısının menbaıdır.
527 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.