Şüphesiz ki ; insanoğlu yaratmayı, yeni yollar açmayı sever. Peki ama neden yıkmayı da , parçalamayı da, kargaşayı da bir o kadar seviyor? Yanıtlayın hadi!
...Bunun berbat olduğunu anlamamıza rağmen başka türlü olmayacağını, başka bir çıkış olmadığını, biraz daha zaman bile olsa asla başka biri olmak istemeyeceğimizi çünkü dönüşebileceginiz öyle birinin aslında olmadığını anlamaktır...
Zeki insanlar hiçbir şey beceremezler, becerenler sadece aptallardır...Evet, bayım, on dokuzuncu yüzyıl insanı öncelikle karaktersiz olmalıdır, ruhen mecburdur böyle olmaya ...
En büyük fenalığım her an, en kızgın olduğum anlarda bile, aslında hiç de kötü ve lanet bir insan olmadığımı, yalnızca serçeleri ürkütecek Kadar bir korku yaydığımı kendime utana sıkıla itiraf etmemdir...
Insan bekliyor, bekliyor, bekliyordu, düşünüyor, düşünüyordu, şakakları ağrımaya başlayana kadar düşünüyordu. Hiçbir şey olmuyordu. Insan yalnız kalıyordu, yalnız, yalnız...
Yapacak hiçbir şey yoktu, duyacak hiçbir şey yoktu, görecek hiçbir şey yoktu, her yerde ve sürekli olarak insanın çevresinde hiçlik, zamandan ve mekandan mutlak anlamda yoksun bir boşluk vardı...