Battı kıymık kana karıştı kırıkları
Cana gam kırıkları
Ey yaralar dağılın beden denen eve
Neşesini tadın (uzun bir süre)
Kar kar üstüne bir kara gece
Nal kesikleri bileklerimi kavradığı
Üşüten alevin başında duman duman nefesli bir kara gece
Vazgeçtim söylemekten (uzun bir süre)
Bir şiir belki imdada yetişir
Çıkarır içimden kırıklarını
Maskelerini yanık yaraların
Acıyı acıyla çarpıp (uzun bir süre)
Yaraları dıştan içe yan/a yana
Çekilir darağacında eski bakiye
Nereden nereye (uzun bir süre)
(2022)
“Ağustos böceği deyip hor gördüğümüz
Minik göğsünde bir koskoca orkestra taşıyan
Hiç yere hiç bir şey yaratmamış olanın
Bize gönderdiği bir muştucu o yaratık
Uyarıcı ve muştucu bir yaratık
– Tanrı boş yere bir şey yaratmamıştır
Anlayan için muştucu duyan için uyarıcı –
Ateşle dans eder o güneşle dans eder
Çırçıplak çıkar güneşin karşısına
Belki yaşayamaz güneşi eksik kışta
Fakat ardında unutulmaz bir yaz bırakır”