Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.7
Feyyaz
Feyyaz
@Ilkadmlarm
Öğrenci
17 okur puanı
Ocak 2019 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Bu kitabı okumadan önce çok bir beklentim yoktu açıkçası. Kitap hakkında pek bir fikrim de yoktu ama kitaba başlayınca gerçekten çok etkilendim.
Bir ara hayat bu kadar anlamsız olabilir mi acaba diye düşündüm. Okurken çok etkileniyorsunuz ve etkileneceksiniz. Çünkü yazar o kadar akıcı ve yalın bir dil kullanmış ki kitap su gibi akıp gidiyor. Bunun bir diğer kanıtıysa bir çok yorumda gördüm, bütün okuyanları derinden sarmış. Kimisi yaptıklarını anımsamış, kimisinin haksızlığa karşı sessiz kalamayan duyguları kabarmış ve kimisi de kendinden parçalar görmüş.
Kitap hakkında tek eleştirim yazarın bazen betimlemeleri çok abartması olacak. Bazı yerlerde betimleme çok yoğun olup duygunun önüne geçmiş. Ama kitap her şeye rağmen çok güzel bir kitap.
Kesinlikle tavsiye ediyorum. Mutlaka okuyun derim.
İyi okumalar :)
Bir deha Hasan Sabbah. Kitabı çok merakla okudum çünkü haşhaşileri anlatırken çokça öven bir arkadaşım vardı. Garip bir hayranlık duyduğunu görebiliyordum ama neye hayranlık duyduğunu tam olarak anlayamıyordum. Taa ki bu kitabı okuyuncaya kadar.
Kitapta Hasan Sabbah'ın üstün zekasından bahsediyor. Ve bu üstün zekalı adam " bana bir dayanak noktası gösterin dünyayı yerinden oynatayım" diyen Arşimet'in sözünden yola çıkarak, kendisine bir dayanak noktası bulmaya çalışır. Sonuçta aradığı dayanak noktasını bulmuştur. Kur an da geçen cennet. Onun için artık bir dayanak noktasıdır. Peki bunu nasıl kullanabilir? Tabi ki genç ve bakir fedaileri aracılığıyla. Fedailere önce cenneti gösterip ondan sonra, orada sonsuza dek kalabilmeleri için onlara bir görev verir. Görevini layıkıyla yerine getiren artık cenneti sonsuza dek hak etmiştir. Tabi burada haşhaştan da yardım almıştır.
Bu sayede önce düşman ordularının kumandanını, daha sonra da Selçukluların baş veziri Nizamül Mülk'ü zehirli hançerle fedaileri aracılığıyla öldürünce. Bölgede uzanca bir süre Hasan Sabbah'ın ve haşhaşi ordusunun genç fedailerinin korkusu çevreyi sarmış oluyor.
Kitap oldukça güzel bir kitap. Ben okurken zevkle okudum, sıkıcı değil akıcı bir kitap.
Tavsiye ederim.
İyi okumalar :)
Elime geçti diye okudum. Aslında adı üstünde Konfüçyüs yani beklentiyi arttırıyor ancak beklediğim kadar çıkmadı.
Çoğunlukla öğüt içerikli bir kitap.
Konfüçyüs ve öğrencileri arasında geçen konuşmaları konu alıyor. Öğüt dinlemek istiyorum diyorsanız buyurun okuyun derim.
İyi okumalar :)
Okur Takip Önerileri
İlk psikolojik romandan beklentim büyüktü gerçekten. İlk yüz sayfası da çok ağır ve hiç akıcı değildi. Ama 100 sayfadan sonra kitap garip bir şekilde akıcılaşıyor. Okuduğuma değdi bence. Edebiyatta yer etmiş kitaplar boşuna yer etmiyor orada. Okunmaya değer.
Eylül hazin bir sonbahar ayı. Kitap bir psikolojik roman olmanın yanında bir de yasak aşk romanı.
Necip Suat'a beslediği aşkı uzunca bir süre gizliyor. Suat da farkında olmadan kendini Necip'e aşık olmuş buluyor. Ama Suat'ın eşi ve Necip'in arkadaşı Süreyya bundan habersiz sıkı dostluğuna devam ediyor. Suat ve Necip artık aradan perdeyi kaldırdıklarında. Olanın Süreyya ya olacağını anlıyorlar. Ve Suat bir seçim yapmak zorunda kalıyor. Kimi seçerse doğru yapmış olur, kime göre doğru olur o da bilmiyor. Ama seçim hakkını kocası Süreyya dan yana kullanıyor.
Kitabın sonunda Suat'ın içinde olduğu ev yanarken, Necip ve Süreyya eve dalar fakat Suat'ın içinde olduğu oda alevler içindedir. Necip tereddüt etmeden odaya dalarken, Süreyya dur Necip demek istese de, artık çok geçtir ve Necip içeri girmiştir. Necip odaya girdiğinde de tavan çökmüştür ve iki aşığımız hazin bir sonla bize veda ediyor.
Kitap keşke daha güzel bir sonla bitseymiş ama güzel bir kitap, okurken sabırlı olun sadece ;)
İyi okumalar :)
Sami Paşazade Sezai ; adını çokça duyduğum, Türk edebiyatının ilkelerinin içinde adının sıkça geçtiği bir yazar.
Daha önceden yazarın Sergüzeşt adlı kitabını okuyup çok beğenmiştim.
Fakat bu kitabı çok da beğenmedim.
Kitap kısa hikayelerden oluşuyor. Aman aman denilebilecek pek bir şey göremedim.
Zaten önsözde yazarın dediği şu ; ne anlattığın değil nasıl anlattığındır önemli olan, diye.
Bu kitabı da bu sözüne kanıt mahiyetinde yazmış. Dönemin yazarlarına inat illa önemli konu anlatmak önemli değil, konuyu nasıl anlattığın daha önemli demek için kısa hikayelerden bir edebiyat ürünü oluşturabileceğini göstermek istemiş.
Başarılı olmuş mu o yorumu size bırakıyorum, okuyup karar verin bence.
İyi okumalar :)
Ben bu kitabı okumadan önce, kitaptan beklentim çok yüksekti çünkü dostoyevski okumayı seven biriyim. Lakin kitaptan istediğimi alamadım. Bilmiyorum belki de kafamı toplayamadığım için çok sıkıcı geldi bu kitap ama ben beğenmedim.
Kitapta iki farklı hikaye anlatılıyor. Biri Başkasının Karısı öteki ise Namuslu Hırsız. Başkasının karısı gerçekten çok sıkıcı dosyoyevski'ye yakıştıramadım. Namuslu hırsız öncekine nazaran daha başarılı bir hikaye.
Okumak isteyen buyursun okusun ancak ben beğenmedim.
İyi okumalar :)
Başkasının Karısı veya Yatağın Altındaki KocaFyodor Dostoyevski · Zumer Yayınları · 20184,352 okunma
Vatan yahut silistre ; çok beğendim bu kitabı çok önceden okumuştum ama aklımda hiç bir şey kalmamış. Yeni bir kitap okuyor gibi hissettim.
Bu klasiklerin neden bu kadar değerli olduğunu gösteren yine klasiklerin kendileridir bence.
Alın, bulun ve okuyun.
Pişman olmayacaksınız.
Uzun zamandır merak ettiğim bir kitaptı. Sürekli edebiyatın önemli eserlerinden biri olduğunu okuyordum, fakat okumak nasip olmamıştı. Şimdi bu kitabı okuduğum için gerçekten değişik bir his içindeyim. Beklediğimi buldum mu diye sorarsanız kesinlikle evet derim. Oldukça güzel ve akıcı bir kitap. Edebiyatın önemli bir taşı olmasının sebebi de kesinlikle bu kadar iyi bir kurguya sahip olmasıdır.
Ben çok sevdim kitabı, tavsiye ederim.
İyi okumalar :)
İnşallah kısmet olursa yavaş yavaş edebiyatın baş yapıtlarını elime geçtikçe okumaya gayret edeceğim.
Saygı duyulası bir hayat.
Okurken bazen hüzün, bazen keder, bazen buruk bir mutluluk yaşadım. Zaten koskoca Che Guevara'nın hayatına yorum yapacak bir konumda değiliz bence. Özellikle yakalandığı son çatışmada
* 17 kişi ile yüzlerce askere karşı dururken. Grubu 3'e bölüp 7,6ve 4 kişilik 3 grup oluşturuyor. 7 kişilik grup askerleri karşılarken diğer iki grup da kaçmak için bir şansa sahip olacaklardı,. Yani plan böyleydi.
Ben kendisi önemli bir şahıs olduğu için kaçmak için uğraşacak olan iki gruptan birine katıldığını tahmin etmiştim fakat kendini arkadaşları için feda eden 7 kişilik gruba katılıp, orada çatışacak kadar yürekli bir insan olduğunu gördüm. Bu beni çok etkiledi gerçekten. O grupta bacağından yaralanıp tutuklanıyor ve sorgulanmak için götürüldüğü askeri karakolda, ne yazık ki infaz ediliyor.
Okumanızı tavsiye ediyorum.
Çok özel bir hayat hikayesi.
Kitaba başlamadan önce çok fazla beklentim vardı. Lakin beklentilerimi altında kaldı.
Özellikle Pubg gibi son dönemde moda olmuş bir savaş ve strateji oyunu varken çok işe yarar diye düşünüyordum ;) ama aradığımı bulamadım. :))
Şaka bir tarafa kitap ilk önce hafif bir savaş tarihleriyle başladı. Benim de tarih kitaplarına merakım vardır, dolayısıyla beklentim yükseldi. Ama sonra tamamen savaş stratejileri konuşulmaya başlandı. Ben bunun çok sürmeyeceğini tahmin ettim. Fakat acaba 250 sayfayı nasıl doldurmuşlar diye merak ettim. Okudukça gördüm ki aynı şeyleri kimi zaman iki, üç, dört ve hatta daha fazla defa kullanıp uzatmışlar. Bu beni çok rahatsız etti. Bu kitap en fazla 150 sayfa olur. Ama ne yazık ki 253 sayfaya kadar uzamış. Ve bekleneni veren bir kitap değil ne yazık ki.
Savaş taktikleri üzerine mantık çerçevesinde güzel taktikleri var ama dediğim gibi kitabı gereksiz yere uzatıp okuyucuyu rahatsız edecek duruma getirmişler. Ben önermiyorum.
Okumak isteyen gidip bulabilir.
İyi okumalar.
Öncelikle belirtmek isterim ki bu kitap beklediğimden çok daha anlaşılır bir kitaptı. Eğer benim gibi ilk kez Nietzcsche okuyorsanız, kitaba alışmanız için biraz zaman gerekiyor. Yani ilk yüz sayfada yazarın diline alışıyorsunuz. Ki bence çok açık bir dille yazılmış. Bundan sonra yakın dönemde tekrar okuyup, düşüncelerin demlenmesini sağlamak istiyorum. Zerdüştlük benim inancıma ters olsa da, Nietzcsche amca sağolsun iyi bir dile sahip. Ve benim de bu konuda bilgi sahibi olmam kötü olmaz sanırım.
Böyle buyurdu Zerdüşt, gerçekten ancak bu kadar akıcı yazılabilirdi. Kimi okurlarca bir edebi eser olsa da. Eser kesinlikle bir felsefi eser bence. Ama düşüncelerini edebi bir dille açıkladığı için bir edebi eser havası da taşıyor.
Benim gibi bazen dikkatinizi toparlamakta zorlanıyorsanız, bu eser biraz zorlayacaktır sizi. Bazen tekrar tekrar okumanız gereken yerleri olacaktır ancak bence yine de seveceksiniz. Kesinlikle akıcı bir kitap.
Bence kesinlikle okunmalı gerçekten çok beğendim, tekrar tekrar okuduğum yerler olsa da kesinlikle beğendim.
Ben bu kitaba başlarken "sanırım başlıktan ötürü olacak" çokça savaş bekliyordum. Kitap yorumlarına sonradan bakıyorum. Onu belirteyim. Ancak kitap bambaşka bir savaşı anlatıyor. Ben çok kalitesiz bir yayından okudum. Bunu kitabı okurken farkettim. O kadar çok kelime hatası yazım yanlışları vardı ki. Gerçekten okuduğum kitaptan hiç tat alamadım. Ben kelime hatalarına biraz ayar oluyorum da. İşte ilk iş kitabı yorumlamadan önce söylemiş olayım ;lütfen kaliteli bir yayından okuyun.
Gelelim kitaba.
Tolstoy okumayı çok severim. Kitap konusu itibariyle gerçekten Suç ve Ceza'yı anımsatıyor. Okurken sıkıcı olmayan bir kitap. konuyu biraz yaymış ve akıcılığı sağlamış Tolstoy.
Ben bir çok yorumda gördüm, Nehlüdov ( benim okuduğum kitapta Nekludov diye geçiyor) çok eleştirilmiş. Ben biraz empati diyorum. Hepimiz insanız, hepimiz hatalar yapıyoruz. Hepimiz af dilemek durumda kalıyoruz. Gelgelelim bir çok insan bunu bile yapmıyor.
Nehlüdov hatasını telafi etmek için tabiri caizse evini arabasını satıyor, hatasını telafi etmek için uğraşıyor. Ben onu bir insan olarak görüp saygı duyuyorum. Ben af dinlemenin bir erdem olduğunu düşünüyorum. Keşke hepimiz bu erdeme sahip olabilseydik demek istiyorum.
Kitabın oldukça başarılı olduğunu belirtmek istiyorum. Zaten klasikleri arasında olması bunu gösteriyor. Ben çok sevdim. Ve tavsiye ediyorum. İyi okumalar.
Alman yazar Wulf Dorn'un okuduğum ilk kitabı. Gerilim çok okuduğum bir tür değildir. Travma ile okumuş oldum. Gördüğüm kadarıyla bu kitapta önceki kitaplarına oranla daha düşük gerilim ve aksiyon olduğu yönünde yorumlar var. Ben aksiyon ve gerilim olarak çok da düşük bulmadım. Lakin sonu gerçekten çok havada kalmış. Kitabın sonunu daha iyi getirebilirdi yazar. Elime geçerse diğer kitaplarını da okumak isterim. Ben bu kitabı beğendim. Tavsiye ederim buyurun okuyun.
Ahmet Ümit ; tartışmasız Türkiye'nin yetiştirmiş olduğu en iyi polisiye yazarlarındandır. Kitapları hep okurken bana zevk vermiştir.
Gelelim Kırlangıç Çığlığı na. Kitap normal polisiye in dışına çıkıp, biraz daha Suriyeden gelen göçmenlerin yaşadığı bazı sorunlara dikkat çekmiş. Aynı zamanda çocuk istismarı ve organ kaçakçılığı konularına da dikkat çekilmiş. Okurken akıcı olduğu için sizi sıkmayacaktır. Ama olmazsa olmaz da değil onu da belirtmek isterim. Sonuç olarak tavsiye ederim okuyun bence. Güzel kitap.
