Kafası karışık bir şekilde işlerini yapmaya devam ediyordu. Var gücüyle kaçıyordu ama bir türlü peşini bırakmayan düşüncelerinden kurtulamıyordu.
''Anne.
Sonu belli olmayan, yarım bırakılmış. üç noktalı bir cümle gibi bu kelime.
'ANNE'
Kime denir?
Doğurana mı?
Bakana mı?
Hem doğurup hem de bakana mı?
Dünyaya gelmeyi seçmemiş ve burada olmayı istemiyorken, neden dokuz ayın hakkını ödemekle yükümlü tutuluyorum.''
diye düşünürken, yine cumartesiyi beklediğini farkedip gitmişti.
EKA