"İşte bundan sonra sözcüklerle anlatılması imkânsız korkunç bir şey oldu; çünkü fevkalade gergin ve olağanüstü durumlar insan davranışları üzerinde öyle bir etki yapar ki, ne bir resim ne de bir söz onu aynı şimşek hızıyla tasvir edebilir. "
Ne var bu dünyada aşktan başka
Aşk bizim ki gibi görünse ilk bakışta
Varsa yoksa aşk ve sen
Oysa bilmem ki ben aşk nedir,bende ki sadece sen
Issız bir sokağı aydınlatan lamba mıdır
Veya çölün ortasında açan bir çiçek mi
Aşk yoksa belirsizlik içinde çırpınan umutlarımız mıdır
Sahi nedir bu aşk,senden göremediğim sevgi mi
Bence aşk olmayacağını bildiğin halde sevmektir
Onu gördüğü anda ritmi değişen kalptir
Parlayan gözlere şahit bu kimsesiz geceler
Aittir ona onsuzken bile bitmeyen güzel sevmeler
Çocuksu bir heyecan yaşatabilir misin bana
Tek bir gülüşünle yerle bir olan bana
Uzaklara daldığım vakitlerde anlar mısın beni
Hissedersen sevebilir misin bir çocuk edasıyla beni
Yok olmak isteğiyle kalbim attığı zaman,
Bana: Yaşa der gibi gülen senin yüzündü.
Dizlerim bir batakta yorgun yattığı zaman
Bacaklarıma kuvvet veren senin hızındı.
Yaşaran gözlerimde, güneş battığı zaman
Sıcak bir yuva gibi tüten senin dizindi.
Artık görünmüyor mevsimde hüzün
Bulutlar bir garip rüyaya dalmış
Ufukta güneşi ağlatan yüzün
Bir mültecî gibi tenhâda kalmış
Toprak yandı gülüm; çeşmeler zehir
Şimdi bilsen de bir, bilmesen de bir
"Unuttun değil mi ?
Sildin her şeyi...
Yolda görsen tanımazsın artık beni.
İki yabancı gibi yürürüz değil mi o cadde de ?
Karşı kaldırıma geçersin hemen.
Evet evet..."