Mustafa Kemal para, makam, şöhret değil, İnsan biriktiriyordu. Topkapılı Cambaz Mehmet bunlardan biriydi. Selanik'ten Sofya'ya Trablus'tan Çanakkale'ye insan biriktirdi. Kurtuluş Savaşı'nı başaran kadroya isim isim bakın lütfen... Neredeyse hepsi, Mustafa Kemal'in ömrü boyunca biriktirdiği ve temasını kesmediği yetenekli insanlardı.
"Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller" sözünün kaynağı, Tevfik Fikret'in dizeleriydi. Hatta öyle ki... "Ben devrim ruhunu ondan aldım, Tevfik Fikret'i tanıyanlar, benim ne yapmak istediğimi kavrayacak kimselerdir." diyordu.
Annem bu toprağın altında, fakat milli hakimiyet ilelebet payidar olsun. Beni teselli eden tek kuvvet budur. Milli hakimiyet ilelebet devam edecektir. Annemin ruhuna ve bütün ataların ruhuna, üzerime almış olduğum vicdan yeminini tekrar edeyim. Annemin mezarı önünde ve Allah'ın huzurunda yemin ediyorum. Bu kadar kan dökerek milletin kazandığı ve elde tuttuğu hakimiyetinin korunması, savunması için, gerekirse annemin yanına gitmek de asla kararsız davranmayacağım.
"Evliya kuvvetinde farzettiğin adam, hiçbir kuvvete malik değildir valide, bu işler almış yürümüştür, namuslu bir adam olarak bu işlerin içinde bulunmak mecburiyetindeyim, beni bundan men eder misiniz?"
Zaten yara almadan bu dünyada yaşayabilmek mümkün mü? Ancak biliyorum ki insan bu yaralarla büyüyor, var oluyor. Varoluşun da kayboluşun da altındaki imza hep bu yaralara aittir. Başarılar da yenilgiler de bu yaraların eseri.
Galiba ben de hayatımın hafifleme dönemini yaşıyorum. Artık eskisinden daha kolay "Hayır" diyebiliyorum ve ben "Hayır" deyince dünya dönmekten vazgeçmiyor. İstediklerime "Dur" diyebiliyorum. Demek "Dur" deyince insanlar durabiliyormuş. Genç kızlığımdaki gibi daha çok gülüyorum. Özgürüm, bana şunu yap, bunu yapma diyen yok ve ben canım ne isterse öyle yapıyorum ama nedense canım en çok çalışmak istiyor..
Bu hayatın sırrına gerçekten aklı ermiyor insanın. Bir gün sonra başımıza neler geleceğini hiç bilemeden yaşayıp gidiyoruz işte. Çok sevindiğimiz bir olay, sonradan başımıza olmadık işler getiriyor. Bazen de bizi çok üzen olaylar önümüze hiç aklımıza gelmeyen yepyeni kapılar açıyor.