"Ardından Tanrı'nın yalnızca adil değil, kadiri mutlak olduğunu da anımsadım; beni cezalandırıp üzmeyi uygun bulmuşsa, beni kurtarmak da onun elindeydi. Bunu uygun bulmuyorsa, kendimi tümüyle onun iradesine teslim etmek benim sorgusuz sualsiz ödevimdi; öte yandan da ona umut bağlamak, yakarmak ve günlük hükmünün buyruk ve yönlendirmelerine sessizce uymak da boynumun borcuydu. "