Bizim toplumda "Hayır" tabulu kelime. Hepimiz kendimizi zaman zaman yapmak istemediğimiz işleri yaparken buluyoruz. Başkaları kırılmasın, küsmesin, zorda kalmasın diyerek biz alıyoruz onların sorumluluğunu da. Sonra ya kendi kendimizi yiyoruz, ya da üçten içe öfke duyuyoruz. En kötüsü de taşıyamadığımız yüklerin altında ezilmiş hissederek yoğun bir depresyona çekiliyoruz. Hayattan ne zevk alıyoruz, ne işleri bitirebiliyoruz ne de kendimizi gerçekleştirebiliyoruz. Peki kim bu hayır diyemediklerimiz? Eşimiz, çocuğumuz, annemiz ya da babamız, patronumuz, arkadaşımız.. size soruyorum şimdi, bu hayır diyemediklerimiz sizin kıymetinizi biliyor mu? O zaman hayır demeye başlamak için alıp okuyun.
Ara verince biraz kopuk okumuş gibi hissettim ama üçüncü kitabı diğer iki kitaba nazaran farklı. Yapay zeka kavramına ağırlık verilmiş. Bu konu da beni çok korkutan, düşündüren ve endişelendiren bir konu. Kitabın bilim kurgu olması, içinde birçok bilgi barındırması ve bu bilgiye bizlere açıklayarak aktarması büyük bir emeğin ürünü olduğunu gösteriyor. Her alandan bir şeyler buldum, öğrendim. Heyecanla beklediğim bir konu vardı o da açıklığa kavuştu. Ama sanki kitabın sonu havada kalmış gibi. Kimbilir belki devamı gelir. Kitabı okurken bunun filmi olmalı dedim. Gerçekten izlerken keyif alınır. Okumanızı tavsiye ederim.
Bazı kitaplar vardır hayatınızda bir farkındalık yaratır. Bu kitap da onlardan biri. Dede koruk yer torununun dişi kamaşır derler ya . İşte öyle Bir kitap. Benim de hayatımda anlamsız korkularımın başladığı bir dönemde, bir öğretmen arkadaşımın projesi sayesinde okuduğum bir kitap. Öyle iyi geldi ki anlatamam. Aslında geçmiş bağlarımızın ne kadar önemli olduğunu, biz bazı şeyleri yok saymaya çalışsak da, anlatmasak da nesiller boyunca nasıl devam ettiğinin bir kanıtı bu kitap. Biz kendi içimizde ne acılar ne sıkıntılar gizliyoruz. Düşünün bir de geçmişimizi... Kimbilir ne yokluklar, ne yalnızlıklar, ne kayıplar ve ne acılar çektiler. Kızın kaderi annesine benzer derler ya belki de bu kitabı okuyunca neden öyle dendiğini anlayacaksınız. İnkar ettiğimiz aile bağlarını araştırmak, ailenizle geçmişiyle ilgili sohbet etmek için güzel bir adım atmış olacaksınız. İnsanoğlu hiçbir zaman tek var olmadı ve olmayacak. Acılarımız da sevinçlerimiz de bir. Benden size tavsiye okurken okuyup geçmeyin. Yazmalı etkinlikleri yazarak yapın. Bakalım siz neler keşfedeceksiniz?
Nasıl özlemişim sanat dolu bir kitabı okumayı. Nasıl bir tatla okudum anlatamam. Betimlemelerle boğazın etrafında gezip durdum. Kullanılan dil, kelime dağarcığı, bilgi birikimi inanılmaz. O kadar şaşırdım ki! Böylesi sanatkâr bir dil böylesine nasıl güzel kullanılır? Edebiyata ilgisi olmayan sıkılabilir. Kitap aslında tek günde geçiyor ama geçmişe giderek günlere yayılıyor. Bölümler kişilere ayrılmış. Huzur derken herkes huzuru arıyor. Kendi içlerindeki huzursuzluklara sorularla cevaplarla çare bulmaya çalışıyor. Hem şiir, hem şarkı, hem musiki... Her şey var. Felsefik ve psikolojik ilerliyor. Sanki karakterlerle birlikte ben de gezdim ordan oraya. Onların huzursuzluklarını içimde duydum. Bazen bunaldım, bazen meraklandım. Güçlü kalem, güçlü analiz, büyük bir kelime dağarcığı ve kültür birikimi. Okuyun
Bir psikolojik danışman olarak ilk kez okudum yazarı. Hikayeleri seviyoruz ama böyle ilginç gerçek hikayeler toplumun daha da ilgisini çekiyor. Kitabın kapağında konular hakkında bilgi verilmiş. Cinsellik ve şiddet tabu konular bizim toplumumuzda. Çocukken hatta anne rahmine düştüğün anda etkiliyor her şey bizi. Çocukluk travmaları ne kadar da zor. Kitap ilginç hayat öyküleri olarak güzel. Ama bir psikolojik danışman olarak bu kişilerin onayının alınıp alınmadığını çok merak ediyorum. Ben gidip birine bir şey anlatsam onu başkalarının okumasını ya da ekranlarda seyretmesini istemem. Buna izin veren de bulamadığı ilgiyi ve sevgiyi bulamayandır diye düşünüyorum. Yani patolojiktir. Sonuçta burda maddi bir kazanç söz konusu. Bu kazancı da hastaları üzerinden elde ediyor. Benim de danışanlarımdan duyduğum çok ilginç şeyler oldu ama bunları kimseyle paylaşmadım. Kaldı ki hastalarla danışma esnasında kahve, sigara içmesi falan filan bana etik gelmedi. Birkaç dizisine falan da göz attım. Bence bu tarz şeylerin böyle dizi yapılması bile hoş değil. Bu yönde kendilerini eleştiriyorum ve kendi adıma doğru bulmuyorum. Kitabı da para verip almadım. Kütüphanede denk geldi okudum. Alır mıyım? Almam ya.
Günahın Üç RengiGülseren Budayıcıoğlu · Remzi Kitabevi · 201314bin okunma