Köylü yeni kitaptan hoşlanmasa bile, saygıyla ona baktığını, sanki elindeki kitap bir kuşmuş da, kanatlanarak elinden uçacakmış gibi ona ihtiyatla dokunduğunu da fark ediyordum.
Bu hali görmek çok hoşuma gidiyordu. Çünkü benim için de kitap üstün bir şeydi. İçinde, onu yazanın ruhu saklıydı. Kitabı açtığım zaman bu ruhu serbest bırakıyordum. O da benimle esrarlı bir biçimde konuşurdu.