Önce senaryo olarak yazılmış, çekilemeyince birazcık bizde toplama kampı ekmeğini yiyelim diye kitaba çevrilmiş bir kitap olduğu için önermiyorum arkadaşlarım.
Daha önce yine aynı yayınevinin çevirdiği fakat başka bir yazara ait olan "Auschwitz Kütüphanesi" adında bir kitabı önermiştim. Profilimde bulabilirsiniz yorumumu. Ama bu kitabın fazlasıyla yüzeysel ele alınması, duygu yoksunluğu, olayların çabuk çabuk geçilmesi beni rahatsız etti. Dolu dolu, size yeni bilgiler katmayan kitapları önermediğimi artık biliyorsunuz. Ben bu kitaba verdiğim paraya acıdım. İndirimsiz almıştım çünkü
Fazlasıyla beklentiye girdim bu kitabın dövmelerin anlamlarını ve neye göre renklendirme verildiği, sınıf ayrımlarını uzun uzadıya anlatmasını bekledim. Fakat adında da belli olduğu üzere Auschwitz'te dövmeci olan bir adamın (gerçek biri) hikayesini anlatmış. Beni etkilemedi, bildiklerimin üzerine de bir şeyler katmadı. Hatta komik buldum bazı cümlelerini diyebilirim. Kapak fotoğrafı da içinde aşk barındırsa da aşk adına bir tutku da hissetmedim bir aşksever olarak.
Sonunda oğlunun yazdığı mektubun da hakkını verelim, kitaptan daha dolu, daha duygusaldı. Bu kitap hakkında diyeceklerim bu kadardır.