Esas olan, her şeyin, çocuk için olduğu gibi yalın olması, her eylemin ısmarlama olması, iyi ve kötünün keyfe bağlı, dolayısıyla apaçık biçimde belirlenmesidir.
Örneğin benim, duygusal olmadığım halde, neyi hayal ettiğimi bilir misiniz?
Tüm yüreği ve bedeni kavrayan dolu dolu bir aşk, gece gündüz hep sarmaş dolaş, neşeli ve coşkun, beş yıl boyunca böyle ve sonra ölüm.
Yazık ki bu yok!
Gerçekten tuhaf bir çağ! Kafaların karışık olmasında ve kusursuz bir koca iken Tanrıtanımaz olan bir dostunun zina işleyince dindar kesilmesinde şaşılacak ne var?