kadıköy sahaf festivalinden adının güzelliği için aldığım kitap. öykü başlıklarının şiirsel bir yanı var. öyküler ise, yaşamın telaşında kendini kaybetmiş insanların anlık itiraflarını ve hüzünlerini anlatıyor. en çok ''fotoğraf'' öyküsünü ve ardından gelen iki öyküyü beğendim. Yazar, bir öykünün içinde olduğumuzu sürekli hatırlatıyor. Okuyucuyu da yazım sürecine dahil etmiş. Zorlandığı öykü sonlarında açık yüreklilikle sonunu yazamadığını ifade etmiş.
istanbul'u kelimeler ve fotoğraflarla tanımak ve anlamak için güzel bir kılavuz. ara güler fotoğrafları ve tanpınar kitaplarından alıntılar harmanlanmış, bütünlüklü bir içerik oluşturulmaya çalışılmış. yer yer metnin çağrışımları ve fotoğraf temalarının çok uyumlu olmadığını düşündüm.yine de kitabın yoğun bir emek taşıdığı aşikar. her iki ustanın da hatırasını yaşatmak adına içten bir çalışma olmuş. kitabın olumsuz yönü ise oldukça pahalı olması. fotoğrafların da kuşe kağıda basılması daha güçlü bir etki bırakabilirdi.
"İnanırım dünyaya, bir papatyaya inandığım gibi,
Çünkü görürüm onu ama düşünmem.
Çünkü düşünmek anlamamaktır...
Onu düşünmemiz için değil,
Biz ona bakalım ve onunla uyum içinde
Olalım diye yaratılmıştır dünya."
Fernando Pessoa, Uzaklıklar, Eski Denizler
"Çünkü konuşmak üzere ağzımı açar açmaz vazgeçerdim. Sözler ağzıma güçlükle gelir ve düşüncemi desteklemek için bir girişimde bulunsam bile, birden karşıtı olan tez aklıma düşer, ona koşut olarak yalan söylemekten utanır ve hemen susardım."