Görmeyi öğreniyorum. Bilmiyorum neden, her şey içimde daha derinlere işliyor, her zamankinden daha derinlere. Bir içdünyam varmış da bilmezmişim. Her şey şimdi oraya gidiyor. Orada neler olup bittiğini bilmiyorum.
Dağın Öte Yüzü serisinin ikinci romanı, birincisi olan Ortadirek daha güzel ve sürükleyiciydi, zaten kitap olsun, film olsun 2. de birincinin tadı ve güzelliği olmuyor nedense. Konu ve dil açısından da Ortadireğe göre daha yavan, Yaşar Kemal de olsan bir şeyi tadında bırakmak gerekiyor demek ki. Şimdi 3. roman olan Ölmez Otu' nu okuyacağım inşallah bundan iyidir.
Kitabın her satırını yaşamak, acıyı, korkuyu, sevinci, umudu, çaresizliği, nefreti, sevgiyi... Karakterlerin tüm duygu ve düşüncelerini görmek, taa içinde hissetmek, işte Yaşar Kemal'in kalemi bu. Güçlü, etkili, akıcı ve sade. Yaşar Kemal Türk edebiyatının Dostoyevskisi, Tolstoyu demeyeceğim Yaşar Kemal Türkiye'nin Yaşar Kemal'idir...
OrtadirekYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20182,665 okunma
Demirgırat Fahri Bey ne der? İdarecilik demek, yerine göre hareket etmek demektir. Sırasında katil, eşkıya, canavar gibi. Sırasında melek, evliya, Karatopaklı Hoca gibi.
Bu bir sırdır ki, öyle olur olmaz adamın aklı ermez.
Türk edebiyatında eksik olan şey ünlü yazarların eserlerinin çok dağınık ve karışık olması. Bakıyorsunuz bir yayınevi hem toplu şiirler kitabı hem de ayrı ayrı şiir kitaplarını basmış veya hikayeler. Toplu kitaplar çıkarmışlar külliyat diye (Şiir, öykü, söyleşi vs içeren) ama bunları tek tek kitap olarak da basmışlar. Hiçbir yayınevi hiçbir yazara ait doğru dürüst külliyat çalışması yapmamış. Edebiyat dünyasındaki büyük eksiklik. Bazen bu konuda bir kaç yazar üzerine külliyat çalışması yapmak aklımdan geçmiyor değil.