tekin

... Geriye dönüp baktığımda; kafasına sıkıp intihar edenler, amansız hastalıklara yakalananlar, çocuğunun gözü önünde düşüp hayatını kaybedenler, psikolojik bunalım yaşayanlar, evi barkı dağılanlar, geleceği karartılanlar, sevdiklerini yitirenler dışında hiçbir şey yok! Bu süreçte ben de ailemden beş kayıp verdim. Damadımı, annemi, kayınvalidemi, dünürümü, kayınbiraderimin eşini kaybettik. Tahliyeden sonra da 15 gün ara ile iki kardeşim hakkın rahmetine kavuştu. Peki, bu süreç neden yaşandı? Cevabı çok basit. Bize kurulan tuzakların, kumpasların, katakullilerin tek bir amacı vardı. Türkiye'yi değiştirip dönüştürmek. Atatürk Türkiyesi'ni yıkıp yeni Türkiye'yi kurmak. ...
Sayfa 256
Reklam
"... Bu ülkede Atatürk'ten sonra hiçbir şey iyi gitmedi. Size bir şey anlatayım. Lozan'dan sonra İngiliz Büyük Elçisi, halkın nabzını kontrol etmek amacıyla, Ankara'da bir pazar yerine gidiyor. Sebze satan bir tezgâhın başındaki Türk'e soruyor: 'Siz Mustafa Kemal Paşa'yı neden bu kadar çok sevip, sayıyorsunuz?' Cevap, sade ve nettir. 'Çünkü; o bizi, bizden daha çok düşünüyor.' Arkadaşlar; iyi ve kötü giden her şey, bu sözün derinliğinden haykırıyor."
Sayfa 127
"Gelecekten Beklentiler"
... Orada, Batı'da sayısız elektrik ışıkları parlayacak, pilotlar fethedilen gökleri delip geçecekler, orada inşaatlar dikecekler, araştırmalar yapacaklar, kitaplar yazıp yayımlayacaklar, öğrenecekler... Ya biz... Biz birbirimizle boğuşacağız, kavga edeceğiz. Çünkü bu gidişi durdurabilecek, değiştirebilecek bir güç yok. ...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bahis
... İçlerinden bazıları, idam cezasının her yerde ömür boyu hapis cezasıyla değiştirilmesi görüşünü savunuyordu. Ev sahibi olan banker, "Ben bu fikirde değilim," dedi. "Ben ne idam cezasını tattım ne de ömür boyu hapisliği. Fakat bence à priori düşünülürse idam, ömür boyu hapisten daha ahlâkî ve daha insanidir. İdam insanın canını derhal, oysa ömür boyu hapislik yavaş yavaş alır. Hangi cellat daha insanidir? Sizi birkaç dakikada öldüren mi, yoksa canınızı yıllar boyunca yavaş yavaş çıkaran mı?" Konuklardan biri şu fikri yürüttü: "O da, öbürü de aynı derecede ahlaka aykırıdır. Çünkü maksat birdir: Can almak. Devlet, Tanrı değildir. İstediği zaman geri veremeyeceği bir şeyi almaya hakkı yoktur." Konuklar arasında genç bir avukat vardı. Ona fikrini sordukları zaman, "İdam da, ömür boyu hapislik de ahlaki değildir. Ama bana idamla ömür boyu hapislikten birini seçmeyi önerseler, mutlaka ikincisini seçerdim. Yaşamak, nasıl olursa olsun, hiç yaşamamaktan iyidir," dedi. Ateşli bir tartışma başladı...
Sayfa 42
"Hakikat arayışı olmayan bir insanın gerçek bir filozofa ya da bilim insanına dönüşmesi mümkün değildir."
Sayfa 226
Reklam
Reklam
60 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.