Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Manas

Ama bu katılığın ve ciddiyetin arasından, bu hüznün arasından hâlâ o ilk çocuksu, masum çehre ışıldıyordu; aşırı naif, dile dökülmesi imkânsız, genç ve sanki, merhamet dileyen bir şeyler vardı orada.
Reklam
Bu aşırı duyarlılığı, duyguların çıplaklığını ve savunmasızlığını yalnızlık mı doğurmuştu; sonunda parçalanmaya ya da iç dökmeye başlamaya hazır olan kalbin bu yırtılışını, ruhun bilinçsiz eğilimleri ve sabırsız telaşları arasında geçen, uzun, uykusuz gecelerin, eziyetli, havasız ve çıkışsız sessizliği mi hazırlamıştı; yoksa bu olması gereken bir şey miydi, tıpkı yakıcı, boğucu sıcaklıktaki bir günde göğün birden kararması ve fırtınanın kavrulmuş toprağa yağmur ve alev yağdırması, zümrüt dalların üzerinde yağmur incilerinin asılı kalması, çimenin, tarlaların karman çorman olması, zarif çiçek yapraklarının toprağa devrilmesi ve sonra, güneşin ilk ışınlarıyla birlikte, hepsinin tekrar canlanıp dikleşip güneşi karşılamaya kalkması ve gösterişli bir şekilde, görkemli, mutlu kokularıyla göğe göndermesi, yenilenen hayatlarını mutluluk ve sevinçle karşılamaları gibi bir şey miydi?.. Ama Ordınov şimdi başına gelenleri düşünemezdi; kendini zar zor anlıyordu...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Şimdi sokaklarda, birdenbire kendi dilsiz kuytusundan gürültülü ve kükreyen şehre çıkmış bir yabancı, bir münzevi gibi geziyordu.
Tutku onu, dışarıdaki hayat karşısında çocuklaştırmıştı ve artık gerekecek olsa, herhangi bir nedenle aralarına karışacak olsa başka iyi insanların arasında kendine bir yer bulamayacak hale gelmişti
Reklam
Her yönüyle sessiz, tümüyle yalnızlık içinde bir hayat sürdürüyordu.
Bir insan vicdanını kaça satıyorsa, o kadar verdi... Tabii insan, vicdanına karşılık bir şey alabilirse efendim. Ama paraları cebime yerleştirdiğim zaman, alnıma kara çalınmış oldu. Doğrusu, bunu nasıl yaptığımı bilemiyorum baylar, ama işte, korkudan perişan bir halde, dudaklarım titrer, ayaklarım birbirine dolaşır bir haldeydim; suçluydum, suçluydum, kesinlikle suçluydum, vicdanımı rüzgâra bırakıp Fedosey Nikolayeviç’ten özür dilemeye hazırdım...
Tarikatın kilit taşını başkasına vermek üzereyim!
Benim Kutsal Kâse'ye olan ilgim daha çok sembolik anlamda, bu yüzden onun nasıl bulunacağına dair verilen bilgileri hiç önemsemedim
Hangi hatayı yaparlarsa yapsınlar, yetkililerin yerlerini saptamasını kolaylaştırırlardı.
Reklam
Firariler genellikle sokaklarda panikler ve aptalca bir şey yaparlardı. Araba çalmak gibi. Dükkân soymak gibi.
Kutsal Üçlü. Interpol'ün üçünü birden göz açıp kapayıncaya kadar yapacak gücü vardı.
Kaçakların firar ettikten sonraki ilk saat yapacakları tahmin edilebilirdi. Her zaman aynı şeylere ihtiyaç duyarlardı. Yolculuk. Barınak. Nakit.
Tanrı’nın evinde ölüm silahına yer yoktur.
Işık yavaşça belirdi ve hayalet kaç zamandır ölü olduğunu tahmin etmeye çalıştı. Bir gün? Üç gün?
403 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.