Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sultan

Reklam
Hiç kimse, bir gün evvelki hali gibi bile değildir. Her yeni gün, hatta her yeni an, insan kendini dönüştürür. Çünkü her an yeni bir deneyimdir, aldığı soluğu bile bırakmış, artık yenisini içine çekmiştir.
Bir işi başarmak sana zor geliyorsa, o işin insanüstü meziyetler gerektiren bir iş olduğunu düşünme. Tam aksine eğer bir şey mümkünse ve insanın yapabildiği bir işse senin de bunu başarabileceğini düşün.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Beklemek bir alın yazısı olamaz. Mutluluğu beklemek, başarmayı beklemek, sevilmeyi beklemek...
İstanbul'da Türkler bize düşüncelerini anlatıyorlar ama biz kendi düşüncelerimizi anlatmaya cesaret edemiyoruz. Elbette buna boyun eğmek sırası bize gelmiştir. Eğer Türkler hiç inanmadığımız Muhammed'e karşı, bizim Yahudilerden hiç inanmadıkları İsa'ya karşı göstermelerini istediğimiz aynı saygıyı göstermemizi istiyorlarsa Türkler haksız biz haklı mıyız? Bu sorunu hangi adalet ilkesine dayanarak çözeceğiz?
Reklam
Başkalarının gözünde parlamak için değil kendi doğamıza göre iyi ve bilge olmak, görevlerimizi yaparak mutlu olmak için içtenlikle aydınlanmak isteseydik, kendimize ve tutkularımıza bu dünyada bile ne kadar kolay egemen olurduk.
Bir haksızlığa uğradığımda kendi kendime şöyle diyorum: Her şeyi yöneten o adaletli varlık, elbette bu haksızlığı giderecektir.
Ey çocuğum İnsan, düşüncelerinin gururunu tükettikten ve tutkuların acısını tattıktan sonra, kendimizi bilgelik yoluna, bu yaşamdaki bunca uğraşın ödülüne ve umudunu kestiğimiz mutluluğun kaynağına o kadar yakın bulduğumuzda nasıl bir yükten kurtulup rahatlafığımızı bir gün hissetmeni dilerim.
"Geç gelir tez gider deyû safâ çekme keder Alemin hâli budur böyle gelir böyle gider Göz yum cihana aç gözünü dem gelir geçer Sen göz yumup açınca bu âlem gelir geçer Ademoğlu âleme üryan gelir üryân gider Nâle vi efgân ile giryân gelir giryân gider" Taşlıcalı Yahya
"Sadık insan, -kalbi düzgün olduğu için- başkalarının gönlünde hiçbir itibarı kalmasa bile buna aldırış etmez. Hesaba gelmeyecek derecede güzel amelleri olsa insanların bunu bilmesini istemez. Yaptığı kötü işleri insanların bilmesinden de rahatsız olmaz."
Reklam
Don Kişot okuyanlar düşünceli ;)
Don Kişot'u çıldırtan kitap mı, Don Kişot çılgın okuduğu için mi kitap delisi?
Kitaplar bileziklerin onda biri kadar etse beyefendilerimizle hanımefendilerimiz arada bir okumak hevesine kapılırdı belki.
Kitaba harcadığımız parayı, atlar için harcadığımızla kıyaslarsak, yerin dibine girmemiz gerekmez mi? Kitap sevene, kitap delisi diyoruz. Kimseye at delisi dediği miz yok.
Kütüphane, bütün çağların bütün ülkelerin ölümsüzleri ile dolu. Bu ulular bezmine kabul edilmenin tek şartı, liyakat. Mâbede bayağılar giremez. Diriler naziktir, ölümsüzler titiz.
Kendimize dost seçeceğiz. En iyilerini seçmek istiyoruz, ama nerede bulacağız o dostları? Kaç kişiyi tanıyoruz? Her istediğimizle tanışabilir miyiz? Talihimiz yâr olursa, uzaktan görebiliriz büyük bir şairi, sesini duyabilirsek ne devlet... Bir bakanın odasında on dakika kalmak, bir kraliçenin bakışlarını bir saniye üzerimize çekmek, ümit edeceğimiz bahtiyarlıkların en büyüğü. Ama hep buna benzer mesut tesadüfler peşindeyizdir. Yıllarımızı, duygularımızı, kabiliyetlerimizi harcarız bu uğurda. Sayısız zilletlere katlanırız. Bize her an kollarını açan bir dostlar topluluğundan habersiz yaşarız. Içlerinde hükümdarlar da vardır, devlet adamları da. Günlerce şikayet etmeden iltifatlarımızı beklerler. Ağız açmalarına izin vermeyiz. Filhakika seçiş hürriyetimizin hudutsuz olduğu tek dünya: kitaplar dünyası.
45 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.