Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nehir

Nehir
@Mavininkoyutonu
yanmış bir çocuk ateşi sever
174 okur puanı
Mayıs 2020 tarihinde katıldı
160 syf.
·
Puan vermedi
·
50 günde okudu
Kürk Mantolu Madonna... Yazardan okuduğum ilk kitaptı. Kitapta uzatılmış yerler vardı fakat ben hiç sorun etmedim. Konusuna gelecek olursak da, her şey Raif efendinin babasının isteği üzerine Almanya' ya gitmesiyle başlıyor. Bunca zamanlık yaşantısında amaçsızca yaşayan biridir. Memnuniyetsiz bir hayat sürdürmektedir. Yine aynı monoton hayatına devam etmekteyken, bir gün sanat galerisine gider. O kadar tablo arasında sadece tek bir tablo dikkatini çeker. Tablo, kürk mantolu bir kadının resmi üzerine çizilmiştir. O gün, o tabloya karşı içinde tarif edemediği hisler beslemiş ve sürekli o tabloyu görmek için sanat galerisine gidip durmuştur. Ve bir gün tablodaki kadına sokakta rastlar ve böylece hikaye koskoca bir döngünün içine girer. Her okuduğum kitap bana bir şeyler katar. Kendimden bir şeyler bulurum. Ama bu kitap farklı hissettirdi bana. Raif efendinin, hislerini anlattığı satırlar bana kendimi anımsattı. "Spoiler içeriyor" Kitapta kızdığım tek bir kısım oldu. Maria sırf çocuğu için ölmeyi bile göze almışken, Raif efendi çocuğunun peşinden bile gitmedi. Çok bencilce bir davranış olduğunu düşünüyorum. Tek üzüldüğüm kısım bu oldu diyebilirim. Herkes okumalı bence :D
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021315,3bin okunma
Reklam
464 syf.
10/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Pavel'in babası fabrikada çok zorlu şartlar altında çalışmaktadır. Ne kadar çalışırsa çalışsın, hakkını alamıyor olması onu gittikçe öfkelendiriyordur. Öfkesini ise karısından çıkarıyordur. Bir gün yaşlı adam vefat eder ve fabrikada çalışmaya Pavel başlar. Ama Pavel diğerlerinden farklıdır. Anasına çok kibar davranır. Tüm kazancını onun eline sayar. Geç saatlere kadar kitap okur ve kendisini geliştirmeye çalışır. Anası, onun neden diğer gençlerden farklı olduğunu sorgulayıp durur ve oğlu için endişelenmeye başlar. Pavel anasına, babasının fabrikada hakkını alamadığını, bu yüzden de sinirini farklı şeylerden çıkardığını anlatır. Bunun böyle devam edemeyeceğini, tüm arkadaşlarını da yanına alarak, bütün işçilerin haklarını korumak için büyük bir mücadele başlatacağını dile getirir. Ve bunu dile getirmesiyle birlikte, Pavel'in en büyük destekçisi anası olur. Anası, her koşulda ona yardımcı olur ve onu koruyup kollamaya çalışır. Pavel ve annesinin mücadelesi çok duygulandırdı beni. Mükemmel bir kitap. Beni rahatsız eden tek şey, bazı yerlerin gereksiz uzatılmış olmasıydı. Bu yüzden bitirmekte biraz zorluk çektim. Onun dışında, iyi ki okudum dediğim bir kitap oldu :)
Ana
AnaMaksim Gorki · Sentez Yayınları · 200328,6bin okunma
272 syf.
9/10 puan verdi
·
15 günde okudu
Çok uzun zamandır kitap okumak içimden gelmiyordu. Ne zaman bir kitaba elimi atsam yarım bırakıyordum. En sonunda artık okumam gerektiğini fark ettiğim, Dorian Gray'in Portresini elime aldım ve bitirdim. Bu kitap için ne söylemem gerektiğini bilmiyorum. Etkisi bende çok büyük oldu ama ne hissettirdiği hakkında hiçbir fikrim yok. Kitap 3 kişi arasında dönüp dolaşıyor aslında; Dorian Gray, Lord Henry Watton ve Basil Hallward. Basil Hallward, bir ressamdır. Bir gün Dorian Gray ile tanışır ve onun güzel yüzünden çok etkilenir. Bu yüzden de onun portresini yapmaya karar verir. Dorian Gray, güzelliğini ve gençliğini asla kaybetmek istemez. Bu yüzden de ahlaki değerlerinden vazgeçer. Ve Basil'in çizdiği portre onun sonu olur. Sonu için üzüldüğümü söyleyemeyeceğim. Tek üzüldüğüm nokta Sybil ve erkek kardeşi. Bu kitapta en masum onlardı. Herkesin okumasını gerektiğini düşündüğüm bir kitap oldu. 10/10
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202373,2bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
416 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Başka bir evrende, en güzel halleriyle. Daha adaletli bir evrende ikisinin de ortak payda da buluştuğu bir yerde. Nil'in fedakarlıklarının olmadığı bir yerde, buluşmaları dileğiyle. Bu kitap benim için çok farklı. Benim için farklı anlamlar barındırıyor. Bazen kitap karakterleri sizi yansıtır. Siz bile kendinizi o kadar iyi ifade edemezsiniz. Nil de benim için öyleydi. Benim ifade edemediğim duyguları ifade etmişti. Onu anlamak istemezdim ama maalesef anlıyorum ;) Gelelim Pamir'e... Ona kıyamıyorum. Aslında Pamir'e değil, Pamir yerine koyduğum kişiye kıyamıyorum desem daha doğru olur. Ben bu kitabı unutmak isterdim. Bana hissettirdiklerini, yeri geldiğinde Nil ile ortak düşüncede bulunduğumuz noktaları unutmak isterdim. Ya da hiç yaşamamış olmayı. Belki bir gün bu kitabı unutabilirim. Bana hissettirdiklerini unutabilirim... Unutmak istiyor muyum diye sorarsanız, arafta kalırım. Bu dünya da en zor şey ne diye sorarsanız bence beklemektir. Görmesini beklemek, hissetmesini beklemek, sevmesini beklemek... Nil sahiden bu kadar süre nasıl başa çıkmış tüm bu olanlarla merak ediyorum. Çünkü ben çıkamadım. "Kasımlar acıtır, sen benim kasım ayımsın. Acımsın."
Ruh Kadehi
Ruh KadehiBeyza Aksoy · Epsilon Yayınevi · 20203,345 okunma
375 syf.
10/10 puan verdi
·
18 günde okudu
Emir ve Hasan... Bazı popüler olmuş kitapların çok fazla abartıldığını düşünürüm her zaman. Bu yüzden de beklentimi olabildiğince düşük tutmaya çalışırım. Bu kitaba da öyle başlamıştım. Aslında ağır geleceğini düşündüm fakat kitabı gerçekten merak ediyordum. İyi ki de merak etmişim dedirtti bana. Emir ve Hasan Kabil'de doğmuş iki çocuktur. İkisinin de süt annesi aynıdır. Emir evin sahibinin oğlu, Hasan ise uşağın oğludur. Aynı kadından süt içmiş olsalar bile çok farklı kişiliklere sahiplerdir. İhaneti, dostluğu, sadakati o kadar içten hissettim ki... Şu ana kadar okuduğum en iyi 3 kitabın içine kesin girecek olan bir kitap. Duyguları, çaresizliği dibine kadar yaşadım diyebilirim. Kitaptaki hiç-bir karaktere karşı öfkem yok. Hepsinin yaşadığı zorluklar, kendilerine göre sebepleri var. Herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum :) 10/10
Uçurtma Avcısı
Uçurtma AvcısıKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2021164,9bin okunma
Reklam
69 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Bilinmeyen bir kadının mektubu... Yazarın kalemi ile ilk kez tanışma fırsatı buldum. Kitap ile ilgili fikirlerim sürekli değişiyor aslında. Bu kitabın konusuna hakimdim fakat işleyişinin böyle olduğundan haberim yoktu. Öncelikle, kitapta 13 yaşındaki bir kızın bu kadar bağlanmasını anlamsız buldum. Hayatına bu şekilde yön vermesi gerçekten de olmaması gereken bir durum. O yaş kitlesin de zaten birilerine karşı ilgi duymak çok normal bir şey. Fakat ilgiyi bu şekilde ileri bir boyuta taşımak daha farklı bir durum. Daha karakterle tanışmadan ona karşı ilgi duyuyor zaten. Beklediği kişi yaşlı birisi aslında. Yaşlı olsa bile ona karşı zaten ilgi duymaya hazır. Fakat beklediği gibi yaşlı biri olmayınca, duyguları daha fazla ön plana çıkıyor. O dönemde yakışıklı, bu kadar bilgili bir insanı görünce ona karşı ilgisi (ona göre) daha fazla büyüyor. Açıkçası bu kadar takıntı haline gelip, kendisini değersizleştirmesini ben pek hoş bulamadım. Bazı şeyler olmuyorsa, zorlamanın pek de bir anlamı yoktur. Bazen insan birilerine ilgi duyabilir. Bu en doğal hakkımız. Fakat bu şekilde olmamalı diye düşünüyorum. Birine karşı ilgi duyuyorsak ve ondan vazgeçemeyeceğimize inanıyorsak, onu beklemeliyiz. Karakter beklediğini söylüyor ama ben beklediğini düşünmüyorum. Kısacası, aşık olduğunu düşünmüyorum. Takıntı haline gelmiş bir durum. (Kendi fikirlerim^^)
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Hasrem Yayınları · 2019225,1bin okunma
384 syf.
·
Puan vermedi
·
24 saatte okudu
Beyza Alkoç kitaplarının genellikle konu bakımından birbirine çok benzediğini düşünüyorum. Fakat kar küresi kitabında ise daha farklı bir konu ele alınmıştı. Öncelikle, kitapta beğenmediğim kısımlar, beğendiğim kısımlardan daha fazlaydı. 1) Konu psikoloji bozukluğu olan gençlerin psikiyatri gibi bir yerde tedavi görünmesi ile ilgili. Sonrasında konunun bayağı dışına çıkılmış. Zorluklarla karşılaştıkça, psikolojik sorunlar da ortadan kalkmış, gözden kaybolmuş gibi gözükmüş. Bu sorunların daha fazla üstünde durulmasını beklerdim. 2) Erkek karakterin takıntılı bir şekilde, daha öncesinde kız karakterin yaşamını izlediğini söylüyordu kitapta. Bunu o kadar somutlaştırmış ki yazar, bu takıntılı durumu aşk adı altında toplamış. Normal yaşantı da böyle bir durumla karşılaşsak korkarız fakat kitapta bu durumu normal bir şey haline getirmiş. Diğer bir yandan, her konu da erkek ve kadın karakterin birbirine destek vermesi tabii ki de takdir edilecek bir durum. Fakat kadın karakter, erkek karaktere daha güçsüz bir durumda. Kitapta böyle olmadığından bahsetse de, yine de durum böyleydi. Sürekli "emirler veren, kendi isteğinin her zaman gerçekleşeceğini düşünen dominant bir erkek karakter" kitapta görüyoruz. Yine de konu bakımından diğer kategorilere göre farklı bir kitaptı. Fakat yukarıda da dediğim gibi keşke konunun üstünde durulsaydı.
Kar Küresi
Kar KüresiBeyza Alkoç · İndigo Kitap · 20209,1bin okunma