Hâlik'i «mutlak ve esas», mahlûku, «itibarî ve geçici» bulan bu yüce gerçek, İslâm’da mantığın, yani «İslâm Diyalektiğinin» temeli olacak bir ifadedir. Çünkü «maddeden mânâya», «sınırlıfan sonsuza», «esaretten hürriyete», «çoktan Bir’e», «yanlıştan doğruya», «çirkinden güzele», «kötüden iyiye», «ölümlüden ölümsüze», «yararılmıştan Yaratan’a»... giden bir yol gerçekten vardır.
Sayfa 26