Pahalı eserlerin değeri işlevinden değil, işlevsizliğinden kaynaklanıyor aslında; hiçbir ihtiyacınızı görmeyen bir şeye para yatırarak toplumda prestij kazanıyorsunuz.
Bugün şefkatten hasta,
ılık bir rüzgar gibi,
Zerdüşt oturmuş bekliyor, dağlarında bekliyor-
kendi suyunda,
pişmiş ve tatlanmış,
zirvesinin altında,
buzunun altında,
yorgun ve mutlu,
yedinci günündeki yaratıcı.
-Sessiz olun!
''En iyi hıza ulaştığın an, cennete de ulaşmış olacaksın Jonathan. Ve bu saatte bin mil, bir milyon mil hızla ya da ışık hızıyla uçmak anlamına gelmiyor. Çünkü rakamlar sınırları belirler; iyinin, mükemmelin sınırları yoktur. Mükemmel hıza ulaşmak oğlum, orada olmak demektir.''
''Yanıldık... Baştan beri... Her şeyi yanlış düşündük... Asansör... Asansör... Hâlâ bitmedi.... Tanrım ne kadar soğuk... Brando'yu almaya gitmem gerek... Brando... Ne güzel bir isim... Asansör... Her şeyi tersten düşün... Her şeyi tersten düşün!''
Bir anarşist, toplumun düşüşteki tabakalarının sözcüsü olarak, güzel bir öfkeyle ''hukuk'', ''adalet'', ''eşit haklar'' talep ediyorsa, aslında kültürsüzlüğünün baskısıyla yapıyordur bunu, kendisine acı çektiren şeyin ne olduğunu kavrayamayan - neyin yoksulu olduğunu: yaşamın... Bir neden-içgüdüsü etkindir onda: kendini kötü hissetmesinden birisi suçlu olmalıdır... ''Güzel öfke''si de iyi gelir ona, küfretmek bir zevktir, tüm sefil yaratıklar için, - küçük bir güç sarhoşluğu verir.
Saman şiltemle yatağın tahtası arasında, kumaşa neredeyse yapışmış, sararmış ve saydamlaşmış eski bir gazete parçası bulmuştum. Baş tarafı yoktu ama sanırım Çekoslovakya'da geçen bir üçüncü sayfa haberiydi. Adamın biri servet yapmak için Çekoslovakya'daki köyünden ayrılmış. Yirmi beş yılın sonunda zengin biri olarak, yanında bir kadın bir de çocukla köyüne dönmüş. Doğduğu köyde annesiyle kız kardeşi bir otel işletiyorlarmış. Adam onlara sürpriz yapmak için karısıyla çocuğunu başka bir otele bırakıp annesinin oteline gitmiş, kapıdan içeri girdiğinde annesi onu tanımamış. Şaka olsun diye aklına bir oda tutmak gelmiş. Parasını göstermiş. Gece vakti annesiyle kız kardeşi parasını çalmak için adamı çekiç darbeleriyle öldürmüşler, cesedini de nehre atmışlar. Sabah karısı gelmiş, olan bitenden habersiz, adamın kimliğini açığa vurmuş. Anne kendini asmış. Kız kardeş kendini bir kuyuya atmış. Bu hikâyeyi binlerce defa okudum herhalde. Öykü bir yanıyla inanılmazdı. Diğer yanıyla makuldü. Ne olursa olsun bence adam bunu biraz da hak etmişti, insan böyle şakalar yapmamalı.
Asel oğlunu alıp gidebilir. Çünkü bu onların hakkıdır. Yüreklerinin, mantıklarının sesine göre hareket etsinler. Bana gelince... Bu konuda bana söz düşmez, ben onlara karışamam.