IŞİD'in yarım bıraktığı bir işi, kendilerine Volk bilmem ne adını veren faşistler bitirdi, yani cihatçı Müslümanlar ile Haçlı Naziler ortak bir cinayet işledi. Katil olduktan sonra ha haç takmışsın boynuna, ha hilal, ne farkı var birbirinden.
Sonra aklıma zavallı Hüseyin geldi. Belki de her insan kaderini birlikte taşıyordur dedim kendi kendimeHani Kavafis'in "şehir ardından gelir" dediği gibi. Hüseyin de Ortadoğu kaderini Amerika'ya taşımış olabilir miydi
İbn Haldun ne kadar haklıymış diye düşündüm, coğrafya kaderdir derken ne kadar haklıymış. Amerika'da doğanlar mutlu ve zengin bir hayat sürerken bizim kaderimize Fuat Amca'nın anlattığı harese düşmüş diken yedikçe kanayan, kanadıkça yemeye devam eden, kendi kanında boğulan develer gibiyiz
Keskin diken devenin ağzında yaralar açar, o yaralardan kan akmaya başlar. Tuzlu kanın tadı dikeninkiyle karışınca bu, devenin daha çok hoşuna gider. Böylece yedikçe kanar, kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doyamaz ve engel olunmazsa kan kaybından ölür deve. Bunun adı haresedir. Demin de söyledim, hirs, ihtiras, haris gibi kelimeler buradan gelir. Bütün Ortadoğu'nun âdeti budur oğlum, tarih boyunca birbirini öldürür ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz. Kendi kanının tadından sarhoş olur
Doktor herhalde yanlış çevirdiklerini düşü- nerek, ben bir insanım mı diyor? demiş, onlar da hayır demişler, her seferinde, "Ben bir insandım" diye geçmiş zaman kullanıyor, ölmüş biri konuşuyor gibi
Çünkü Jarvinen ile Karokep iki çocukluk arkadaşıdır. Onlar bizim milletimizin iki yarısıdır. Birisi soğuk bir karanlık ve cehalet içinde ölmüştür. Diğeri de güneşin ışıklarıyla "aydın" bir bahar hayatı yaşamaya çağrılıdır.
- O hâlde gidip kendim teslim olayım...
- Hayır, buna gerek yok. Hz. İsa'ya günahkâr bir kadın gelmiş, günahlarını affettirmek için ne yapması gerektiğini sormuş. Hz. İsa da ona, "Kalk git, bir daha günah işleme." demiş.