Eğer avucunuzun içine iyice bakarsanız orada ebeveynlerinizi ve atalarınızın tüm nesillerini göreceksiniz. Onların hepsi şu an yaşıyor. Her biri, bedeninizde mevcuttur. Siz bu insanların her birinin devamısınız. Thich Nhat Hanh, A Lifetime of Peace
İnsan olarak bir başkasını sevmemiz, belki de yükümlü kılındığımız en çetin, en ağır görev, en büyük sınanma ve sınav, bütün ötekilerin yalnızca hazırlık oluşturduğu bir çalışmadır. [Rainer Maria Rilke (Letter No.7)]
Yalansızız artık. Hâlâ birkaç sırrımız var. Ama yalansızız. Onlar da olmasın, ne kaldıysa içimizde söyleyemediğimiz her şeyi söyleyelim istedim.
...
Çok bilmek de iyi değil. Söyleme bilmeyeyim...
İnsan böyle bir şey. Nerede, hangi yaşta olursa olsun, kabuğunu kırıp içine baksan içi cılk yara. Yarasız, dertsiz, sırsız insan da yok da, işte kimisi üstünü iyi örtüyor. Ben de örttüm. O kadar kapattım ki, kendim bile sormadım kendime.
Zenginin zengin diye derdi olamaz. Fakirin fakir diye. Gencin genç diye. Yaşlının yaşlı diye. Kime hak lan nu dert dediğimiz şey? Niye sormuyor kimse birbirine derdini? Niye dinlemiyor?
Çekirdek cümleler, biri kapıyı açana kadar kapıyı çalan seyyar satıcılar kadar seyyardır fakat ısrarla çaldıkları kapılar aile sisteminde takip edenlerin ruhudur. Giriş davetiyse bilinçli bir izinle olmaz.