Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mesut giray

Mesut giray
@Mesutgiray
Tarım
Üniversite
Antalya
38 okur puanı
Ekim 2019 tarihinde katıldı
Vhalla, aşkı anladığını biliyordu. Aşk, kendini bir kum fırtınasına atmaktı. Aşk, Kuzey ormanı boyunca gözü kapalı koşmaktı. Aşk, karanlıkta bir yastığın iki ucunda umut dolu sözler paylaşmaktı. Aşk cesaretti ve belki de en önemlisi, aşk affetmekti.
Sayfa 208Kitabı okudu
Reklam
Dahası sadakat aşktan çok da farklı değildir. Normalde yapmayacağın şeyleri, onun uğruna yapar ve bunu başarmak için de tüm gücünü tüketen bir sorumluluk hissedersin. Hepsinden öte acıyı kabullenirsin çünkü reddetmek sadakati de reddetmektir. Sadakat ve aşk arasındaki tek fark, aşk için tüm bunları bile isteye ve tekrar tekrar yapabilirsin, oysa sadakat söz konusu olduğunda işin rengi değişir. Çünkü sadakat öğrenilir, aşk ise organiktir.
Gerçekten aşkın hiç mi sınırı yok?
Evet! Birbirimizi seviyoruz! Evet! Birbirimiz için her şeyi yaparız, hatta gerekirse bir başkasının hayatını bile kaydırırız! Çünkü aşk budur! Koşulsuzdur aşk! Sen nereden bileceksin?!

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yapmaya değer her şey, kötü bir fikir olarak başlar.
Reklam
Bir erkeğin cüzdanını çalmanın en kolay yolu nedir biliyor musun? Ona saatini çalacağını söylemek.
Senin için gelirdim. Yürüyemeseydim bile sürünerek gelirdim. Ne kadar yaralı olursak olalım oradan birlikte savaşarak çıkardık. Bıçaklar çekili, ateş ederek. Çünkü biz böyleyiz mücadeleyi asla bırakmayız
Aşkın kimsenin başına gelmesini istemezdi. Bağrınıza bastığınız ama sonrasında başınızdan atamadığınız bir misafir gibiydi.
Kalp bir oktur. Doğru yere gitmek için bir hedefe ihtiyacı vardır.
En nihayetinde belki de aşkı inanılmaz parlak ve asla ulaşamayacağınız bir şeye özlem duymaktı
Reklam
Bu kentin ne çatısını aydınlatan ayları sayabilirsin, Ne de duvarlarının gerisine gizlenen bin muhteşem güneşi.
Sayfa 402Kitabı okudu
Bizim basında manası en çok tahrif edilen kelimelerden biri de “milliyetçi” dir. Senelerden beri bu zavallı kelime, vücut bulduğu sırada hayalinden bile geçmeyen öyle garip yerlerde kullanıldı, o kadar ağır hakaretlere uğradı ki, artık neye dalalet ettiğini kendisi bile unuttu. Bunun için, her çekilen yere sürükleniyor, her gizli maksada oyuncak olabiliyor. Sabahattin Ali’nin 11 Şubat 1944 yılında Tan gazetesindeki yazısından.
Sayfa 130Kitabı okudu
Soru: Modern edebiyat deyince ne anlıyorsunuz? Sabahattin Ali’nin Cevabı: Modern edebiyat deyince hiçbir şey anlamam; sahici edebiyat deyince bir şey anlarım. Bu da o edebiyattır ki, bu gün moderndir; yarın ve yarından sonra da modernlerden daha kuvvetle ayaktadır.
Yağız yer anne, mavi gök baba!... Hakikat ikisi arasında bir yerde.
Ağlamakta büyük lezzet vardır, çünkü gözler yaşla dolunca acılar da akar gider
Bizim oralarda bir erkekle bir kadın Akşam Yıldızı’na aynı anda bakıyorlarsa ikisinin arasında bir söz verilmiş olur. Birinin diğerini hiç bırakmayacağına dair bir söz...
Reklam
Kendimi bütün hayatını bir duvar kazarak geçirmiş ama sonunda diğer tarafa çıkmayı başardığında kendini başka bir hücrede bulmuş bir mahkum gibi hissediyordum. Aslında her zaman başka bir hücre olacaktı. Bir tane daha. Bir tane daha.
“Gerçek aşk kavga ederken bile destekleyici olmaktır. Gerçek aşk doğrular canını yakarken dahi dürüst olmaktır. Gerçek aşk bütün mutsuz anlarda, sonsuz gibi görünen zamanlarda yan yana olmaktır. Gerçek aşk silahlar başını nişan aldığı zaman, o kafeste birlikte olmak ve hayatta kalmanın tek yolunun onun ölmesi olduğunu bilerek onsuz bir hayat süremeyeceğin için sıkı sıkı sarılmaktır”