Her fikrin yapısına göre değişik bir kalıp
Her zihniyetin azametini yansıtan ayrı ayrı modeller ...
İşte cemiyet denilen bu bulanık deniz
İnsanlık denilen hüsran ve ihtiyar dünyanın üzerinde dekorize edilen
utanç sahnelerinden hikayeler
bu ayrılıklardan oluşur.
a: “sen daha önce hiç buralara geldin miydi?”
b: “ben kendi ülkemin her karışını gezdim. dünyanın pek çok yerini de…”
a: “hiç anlatmazsın!”
b: “anlatmak için gezmedim.”
a: “ne için gezdin?”
b: “hayatı anlamak ve kendimle barışmak için.”
afganistan'ın değişim hikayesi.. monarşi'den rus savaşlarına, taliban dönemine ve sonrasında 11 eylül saldırılarına kadar ulaşan bir hikaye.
okurken sık sık kendinizi ağlarken bulacaksınız.
radikalizmin ne kadar tehlikeli olduğunu, silah sesleriyle büyüyen çocukların barışı bilmediklerini ve tehlikenin en beklenmedik zamanda karşınıza çıktığını bir kez daha anlayacaksınız.
okumayanlara şimdiden iyi okumalar...
Nasıl oldu da ben bir suçlu haline geldim? Yoksa suçlu değil miyim? Neden, o zaman, her dilde bana böyle hitap ediliyor? İnsan dili dedikleri ne de sefil bir icat, bir şey söylüyor ama başka bir şey ima ediyor!
Yoksa çıldırıyor muyum? O zaman en mantıklı şey beni bir yere kapamak, çünkü insanlar özellikle delinin ve ölüyor olanın sözlerinden alçakça korkarlar.
Hayatta, günahlarımdan başka hiçbir şeye pişman olmadım.Bana göre insanın maneviyatından daha değerli bir şey yoktur.

Bir Gencin Dramı, Lev Nikolayeviç Tolstoy