Mehtap akyol
@Mhtpakyl
Sosyolog
Mersin
Mersin, 24 Eylül
41 okur puanı
Eylül 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Ağzım zehirle doluyken nasıl baldan bahsedebilirim?
Yazık mı ağzım zalim bir yumrukla parçalandı. Birgün bu kafesi kıracağız. Bu tecritten kurtulun ve hep birlikte şarkı söyleyin.
Sevgi, Tanrı'ya giden en kestirme yoldur. Tanrı ve sevgi birlikte vardır.
Okur Takip Önerileri
Pir Sultan Abdal'ım hey dost dünya durulmaz
Gitti giden ömür ömür geri dönülmez
Gözlerim de Şah yolundan ayrılmaz
Ben de bu yayladan hey dost Şah'a giderim
Gözlerim de Şah yolundan ayrılmaz
Ben de bu yayladan hey dost Şah'a giderim
Tapınaktır ağaçlar. Onlarla konuşmayı , onları dinlemeyi bilen hakikati öğrenir. Öğretiler ve reçeteler vaaz etmez onlar, münferit şeylere aldırmadan hayatın kadim yasasını söyler.
Ağaçlar
Hiçbir şey daha kutsal, hiçbir şey daha mükemmel değildir güzel , güçlü bir ağaçtan.
Ağaçlar
“Senden kaçtı, çünkü seni ne kadar çok sevdiğinin farkına vardı. Senin yanında olmaya gücü yetmedi.”
Bu dünya soğuk.
Rüzgâr genelde ters yöne eser.
Limon ağaçları kurur.
Bahaneler hep hazır.
Güzel günler çabuk geçer.
| Cahit Zarifoğlu
Düşlerin kanarsa benden sonra
Çocuk haylazlığımı al sen koynuna
Şarkıların rengine yağmur yağarsa
Salma gözlerini uçurumlara..
Dağları isterim firarlarıma
Yüzüme yel değse fırtına olur
Ateşler taşırım sevdalarıma
Sözüm yemin olsa özüm aşk olur
En kusursuz cinayet, yaşama sevincini öldürmektir.
Paulo Coelho
Cengiz Han zamanı akan nehirde
Elini yıkamanın bedeli ölümdü
Göç edip çürüdük
Çöp kusarak üç denize sıçan bi hale büründük
Egzoz gazı soluyan
Sağı solu belli olmayan
Mangala gitti maganda
Orman yanar
Tabiatın gözleri kan ağlar
Kibir yaptı tavan
Fabrika bacası basar
Atom reaktörü, çöpü hasar
Electro smoke ile her an atakta
İnsan en büyük parazit
Gezegene bak lan!
Hayvan kadar olamadı beşer
Ortama uyamadı revize eden
Faturasını gelecek nesil öder
Kıyamet şurada mal gibi izle!
Bitten, açlıktan, sıtmadan betersiniz.
Yüz Türkiye olsa, elinizden de gelse,
Yüzünü de zincire vurur, yüz kere satarsınız.
Milletimin en talihsiz gecesi,
ana rahmine düştüğünüz gecedir!
Nazım Hikmet Ran❤
Ateş, su, toprak, hava.
Havaya zarar verirsen seni soluksuz bırakır.
Su olmazsa toprağını kurutursun aynı zamanda içini çürütürsün. Ama ateşi canlandırırsan hem seni soluksuz bırakır hem de yana yana çürük bir bedene dönüşürsün. Söndüremezsin, söndürsen bile geçmez acısı da izi de.
İnsan kendini aklıyla diğer canlılardan üstte tutmaya çalışan biçare zavallı bir yaratık.. Doğa karşısında o kadar acizdir ki sadece yakıp yıkmayı bilir.
Mersin Adana Hatay Antalya ve diğerleri
Yaktılar her yeri yine bilerek isteyerek. Canım çok yanıyor. Hiç bir canlı diri diri yanmayı hak etmez. Hayvanlar , agaçlar bizim canımız onlar olmazsa biz bir hiçiz neden anlamak istemiyorlar? Insanın doğayla savaşı ne zaman bitecek? Hayvana tecavüz edeni mi dersin, işkence edeni mi, yuvalarını bozup onları diri diri yakanı mı? Utanıyorum gerçekten utanıyorum. Keşke taş olsaydım. İnsan olmasaydım bu soysuzlarla aynı türden olmasaydım. Cennet Mersin'imin ve diğer mükemmel şehirlerimizi yakıp yıkıp kül ettiler. Bunu yapanlar bir solukluk nefese muhtaç kalsınlar. Bu da benim en büyük dileğimdir.
Yâr benden uzaklarda,
Sureti kalptedir bekler yâd ederim.
Gönlüm hep tuzaklarda,
Döner deyip yalana tamah ederim.
....
Bir yüce ormana dalıp
Ya bir dağ bağşına gelip,
Beni yaradanı bulup
Malını başına atsam...
Görünmez kollar boynumda,
Yarin hayali koynumda,
Sıcak bir kurşun beynimde,
Bir ağaç dibinde yatsam...
Sabahattin Ali
— Uyumak şimdi,
uyanmak yüz yıl sonra, sevgilim…
— Hayır,
kendi asrım beni korkutmuyor
ben kaçak değilim.
Asrım sefil,
asrım yüz kızartıcı,
asrım cesur,
büyük
ve kahraman.
Dünyaya erken gelmişim diye kahretmedim hiçbir zaman.
Ben yirminci asırlıyım
ve bununla övünüyorum.
Bana yeter
yirminci asırda olduğum safta olmak
bizim tarafta olmak
ve dövüşmek yeni bir âlem için…
— Yüz yıl sonra, sevgilim…
— Hayır, her şeye rağmen daha evvel.
Ve ölen ve doğan
ve son gülenleri güzel gülecek olan yirminci asır
(benim şafak çığlıklarıyla sabaha eren müthiş gecem),
senin gözlerin gibi, Hatçem,
güneşli olacaktır…
Özgürlük nedir gerçekten? Özgürlüğü bireysel boyutta ele alirsak herkesin özgür olmasi sakıncalara yol açmaz mı? Mutlak bir özgürlük anlayişi var midir? Oluşturduğun toplumun sana verdigi özgürlük sınırlarını aşarsan toplum olayi farklı algılar , yaftalar ve dışlar. Peki nasıl olacak? Sapıklarla dolu bi ülkede mini etek giyen bir kadinsam orospu diye mi nitelendirilmeliyim yada etek mi giymemeliyim? Tecavüze uğrarim korkusuyla gece disarida degilde evde mi olmak zorundayim? O zamanda toplum beni yönlendirmiş olmuyor mu? Nerde kaldigi benim bireyselligim özgürlüğüm?
Biz de yalnizca bir romanin kahramani miyiz acaba?
Belki de baska bir gezegende yayinlanan bir dizinin oyunculari ..