Onu böyle sakin, böyle rahat ve bir çift iskarpinin kırk elli liraya satıldığı bu ikinci harp dünyasında adeta endişesiz görenler” dünyayla alakasını kesmiş!” derlerdi. Halbuki o, bilhassa şu anda, yani önündeki felsefe kitabını okurken kafasında değil, yüreğinde, öyle aydınlık, öyle ferah, öyle pırıl pırıl bir dünya taşıyordu ki…