Zeynep kuran

Zeynep kuran
@Moreli
25 okur puanı
Şubat 2022 tarihinde katıldı
Ameli hükümler ancak itikadi hükümlerden sonra değer ve geçerlilik kazanır. İman olmadığı müddetçe ameli hükümlerin bir geçerliliği olmayacaktır. Bu yönüyle itikadi hükümler İslam'ın temelini oluşturan ve imanın konusu olan ana hükümlerdir.
Reklam
ZİHNİMİZ DOYUMSUZ BİR ZAMAN YOLCUSUDUR...
Düşünceler uygulanmadığı zaman durgun suyun uğradığı akıbete uğrarlar; bataklıklar oluşur ve sinekler ürer. Düşünce de, akan bir su gibi, toplumun ruhunda ve davranışlarında yeni arayışlar bulursa canlılığını koruyacaktır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kişilik bir bütündür; bunlar ayrı süreçler veya birbirinden kopuk dönemler değil, aynı kişiliğin çeşitli şartlarda ve çeşitli görevlerde aldığı tavırdır.
O anda her şeyden nefret ediyordu: kendisinden, dünyadan, önündeki sandalyeden, koridordaki bozuk radyatörden, kusursuz insanlardan, canilerden. Bir akıl hastanesindeydi, insanların genellikle kendi kendilerinden sakladıkları duyguları bastırmamakta özgürdü. Nedense hepimiz yalnızca sevmek, kabullenmek, işlerin kolayını bulmak, çatışmadan kaçınmak üzere yetiştiriliriz. Veronika her şeyden nefret ediyordu ya, en çok da yaşamını sürdürmüş olduğu biçimden, içinde barındırdığı yüzlerce Veronika'yı keşfetmeye zahmet etmeyişinden tiksiniyordu. Oysa orada kim bile ne ilginç, ne meraklı, ne cesur, ne küstah, ne deli kızlar duruyordu.
Reklam
"Deli olmak, düşüncelerini iletmekten aciz olmak demek. Sanki yabancı bir ülkedesin, çevrende olup biten her şeyi görüyor, anlıyorsun, ama istediğini anlatmaktan, dolayısıyla da yardım bulmaktan umutsuzsun, çünkü orada konuşulan dili bilmiyor, anlamıyorsun." " Hepimiz hissetmişizdir bunu." "Hepimiz şu ya da bu biçimde deliyiz zaten."
Kimsenin kimseyi yargılayacak durumu yok. Her insan kendi bilir çektiği acının boyutlarını ya da yaşamında anlamın hepten yok olduğunu.
"Öykü anlatan kadına acıdı Veronika teyzesinin ölümünü anlamak çabası içinde anlattığı belli oluyordu çünkü." * Herkesin ne olursa olsun hayatta kalmak için savaşının verdiği bir dünyada, ölmeye karar verenleri anlamak kolay mı?*
ALİ RIZA İLE AHMEDİN HİKÂYESİ Ne tuhaftır Ali Rıza ile Ahmedin hikâyesi! Biri köyde oturur, Biri şehirde Ve her sabah Şehirdeki köye gider, Köydeki şehire.
KURT Ah! Artık benim de benzim sari. Damar kanımı dolaştırmıyor. Hiçbir kıyıya ulaştırmıyor Beni Şehrazad'ın masalları. Anlamıyorum dilinden artik Geceyi saran güzelliğinin; İçim kör bir kuyu gibi derin, Bir şey beklemiyor benden artık. Susmak istiyorum, susmak bugün. Susmak.. Hiçbir üzüntü duymadan. Büyük bir kuş iniyor semadan. Sükût, bu indiğini gördüğün. Artık tırtılları beslemiyor Bahçemin orta yerindeki dut. Başıma kondu ebedî sükût. Gün, yeniden doğmak istemiyor. Kuşla oldumsa da senli benli, Beynimi kurcalayan bir kurt var: Anlamak istiyorum, ne yapar Rüzgârı boşalınca yelkenli?
Reklam
Şüphe yok ki kendi nefsini ıslah edemeyen, bir başkasının nefsini ıslah edemez.
İnsan zihni öyle bir fıtratta yaratılmıştır ki, bir insan sürekli olarak bir şeye maruz kaldığında-ki o şeyi beğenmiyor olsa bile-bir süre sonra hareketlerine sirayet eder.
Durmadan işliyen saatlerde Dişli dişliye karşı; Dişlilerin arasında, Güçsüz güçlüye karşı. Herkes bir şeye karşı.
Benim de mi düşüncelerim olacaktı, Ben de mi böyle uykusuz kalacaktım, Sessiz, sedasız mı olacaktım böyle? Çok sevdiğim salatayı bile Aramaz mı olacaktım? Ben böyle mi olacaktım?
RÜYA Annemi ölmüş gördüm rüyamda. Ağlayarak uyanışım Hatırlattı bana, bir bayram sabahı Gökyüzüne kaçırdığım balonuma bakıp Ağlayışımı.
80 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.