Tolstoy ile tanıştığım ilk kitabı. Okumaktan zevk aldığım nadir öykü kitapları arasında yerini aldı. Sanırım birazda Rus Edebiyatına ilgi uyandırdı bende. Tüm insanların kendine sorması gereken soru aslında "İnsan Neyle Yaşar?". Kitap çok şeyi az sözle anlatan öz bir eser. Öykülerle ilgili kısımlara çok değinmeyeceğim çünkü zaten kısa bir kitap buradan değil doğrudan kitaptan okumanızı yeğlerim... Ara ara durup, kendimizi bir köşeye çekmeli ve ne için neden yaşadığımızı, kavgalarımızı, arzularımızı, sahip olduklarımızı olamadıklarımızı, sahip olmak için nelerden neden ve nasıl vazgeçtiğimizi, varlığımızı, eğer edinebilmişsek yaradılış amacımızı sorgulamalıyız... Her şeye bakan gözümüzün görmeyi yetisi kazanması için sorular sormalı cevaplar aramalıyız. Hatırdan şunu hiç bir zaman çıkarmadan "her türlü öğretinin son merci insanın kalbidir." Kararlar almak, cevaplar bulmak için kalbimizi tam tekmil yaşama hazır kılmalıyız. İnsan hep olarak doğar hiç olarak ölür. Tolstoy'un bu kitabı yaşarken hiçlik mertebesine erişmeye çalışan bir kalbin sesi gibi. Kitapta bahsolunan aç gözlülük, hırs, öfke gibi insanı nefsin kölesi yapan duygular çok güzel öğretilerle sonuçlandırılmış. Keskin sirke küpüne zarar sözünü okurken sık sık doğruluyorsunuz. Keskin sirke küpüne, küskün kalp sahibine zarar o halde biz kalplerimizi merhametle ve sevgi ile barıştıralım. Belki insanın ne ile yaşadığı konusunda bize ışık olur kalplerimizde taşıdıklarımız...
Çünkü insan, kalbinde ne taşıyorsa onunla yaşar.
Okuyacak okurlara iyi okumalar dilerim.