Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

N.VTB

N.VTB
@NVTB
Muhasebe ve Finans Öğretmeni
Muhasebe Yüksek Lisans
20 Aralık
49 okur puanı
Aralık 2019 tarihinde katıldı
“Aklını dolduran tek şey; nasibinin seni bir gün mutlaka bulduğuydu. Her şey insana yazılıyor diye düşündü; ama bazen ulaşmıyor. Bilmediğimiz nedenlerle dolaşıp duruyor hayatın içinde. Bazen yanından geçiyor insan yazgısının, bazen elinden tutuyor ama bunun kaderi olduğunu anlamıyor. Tam yakalayacak gibi oluyor ama uçup gidiyor. Sonra bir gün, hiç hesapta yokken, hiç beklemezken, başka âlemlerdeki seyrini tamamlıyor senin olan şey, çıkıp geliyor ve seni buluyor. Ömer’in saati gibi…”
Sayfa 106
Reklam
“Hayat kusurludur. Zamanın akıp geçmesi, her şeyin geçici olduğunu gösterir. Eğer net bir ikigainiz varsa, her anınız neredeyse sonsuz olasılıklar barındırır.”
Sayfa 166
“Her ne yaparsan yap, yaptığınla o kadar var ol ki ne niyetle yola çıktığını bile unut gitsin! Teslim et çıkarları, beklentileri; yolun, yaşamın pratiğin olsun. İçini, en yakınlarından başlayarak dokunduğun her canı, yaşadığın çevreyi daha da güzelleştirsin. Ne dersin?”
Sayfa 133

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“En derin korkumuz yetersiz olmak değildir. En derin korkumuz sınırsız güce sahip olmamızdır. Bizi en çok korkutan karanlık yanımız değil, aydınlık yanımızdır. Kendimize sorarız, ben kimim ki pırıl pırıl, muhteşem, yetenekli ya da olağanüstü olayım diye. Aslında ne değilsiniz ki? Siz Tanrı’nın çocuğusunuz. Sizin küçük oynamanız dünyaya hizmet etmez. Etrafınızdaki diğer insanlar kendilerini güvensiz hissetmesinler diye kendinizi küçültmenin aydınlamayla bir alakası yok. Bizler, içimizdeki Tanrı’nın ihtişamını gerçekleştirmek için doğduk. Bu sadece bir kısmımızda değil, herkeste mevcut. Ve ışığımızın parlamasına izin verdiğimizde, bilmeden diğer insanlara da aynısını yapmaları için izin vermiş oluruz. Kendi korkularımızdan özgürleştikçe, varlığımız başkalarının da özgürleşmesini sağlar.” Nelson Mandela, 1994
Sayfa 205
“Gerçekliği değiştiremezsiniz. Değiştirebileceğiniz tek şey gerçeklikle ne yaptığınızdır. Ne demişler: ‘Önemli olan size dağıtılan kartlar değil, o eli nasıl oynadığınızdır.’”
Sayfa 38
Reklam
“Şiddet düşkünü, adaletsiz bir adamdı. Hastalık ona nasıl dokunmadı, hiç anlamamışımdır. İnsan eskiden beri metafizik bir kavram olarak mutlak adalete inanır ama anlaşılan o ki evrende adalet diye bir şey yoktur. Haktan, adaletten anlamayan, doğada kara bir leke gibi duran, gaddar, insafsız, düzenbaz bir vahşi olan o adam neden hayatta kalmıştı?”
Sayfa 48
“Daha önce rastladığım insanların neden bembeyaz suratlarıyla sessizce, gizlice kaçtıklarını artık anlamıştım. Uygarlığımızın ortasında, fakir semtlerimizde, işçi mahallelerimizde bir barbarlar, yabaniler ırkının doğmasına neden olmuştuk ve şimdi biz felaketi yaşarken onlar da vahşi hayvanlar gibi üstümüze saldırıyor, bizi yok ediyorlardı. Tabii ki kendilerini de yok ediyorlardı.”
Sayfa 34
“Kendimi Afife Jale’nin yalnızlık dünyasında kayboluşu gibi hissediyorum ama bir o kadarda cesur. Sonbahar geldi. En sevdiğim mevsim. Kayboldum, öyle hissediyorum. Bir kuyunun içindeyim. Yukarıda bir ışık var ama ulaşamıyorum. Ne yapmalıyım? Burada mı kalmalıyım yoksa ne pahasına olursa olsun o aydınlığa mı yürümeliyim?” 
Sayfa 62
“Bu aralar içim bir fena, sanki midem bulanıyor diyorsan, belki de çok önüne bakıyorsun. Oysa yollar güzel, virajlar ise sürprizli. Sen uzağa bak. Uzağa bakınca geçer. Hem o hiç tırmanamayacakmışız gibi görünen dik yokuş da kim bilir belki hiç yoktan denize iner.”
Sayfa 77
“Bütün güzel ve iyi şeyleri bize kaybettiren, göstermeyen; bütün kötülükleri de korkunç kara kanatlarının altında koruyan, geliştiren ‘bilgisizlik’. Bu karanlık; gece karanlığına benzemez; insanların ve milletlerin en korkunç düşmanı budur…”
Sayfa 64
Reklam
“Bir yaşından, yirmi yaşına kadar her çocuk, bence zevkle okunmaya değer meraklı bir kitap; karşısında uzun uzun, hayran hayran düşünülecek bir bilinmeyenler âlemidir.”
Sayfa 9
“Sen de bunlar gibi körpe bir fidansın şimdi. Gel, kendi ellerimizle dikelim onları. Benim ışık saçan yıldızım; dilerim, mutluluğun bilim yolunda olsun.”
Sayfa 53
“Bence dünyada öğretmenlik gibi hiçbir meslek yok ki sadece bir saatlik bir dersle bile bir insanın kaderini etkileyebilsin.”
Sayfa 14
“Etrafın seni sıktığı zaman kitap oku… Ben şimdiye kadar her şeyden çok kitaplarımı severdim. Bundan sonra her şeyden çok seni seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz. İnsan muhitin bayağı, manasız, soğuk tesirlerinden kurtulmak istediği zaman yalnız okumak fayda verir. Bana en felaketli günlerimde kitaplarım arkadaş olmuştu. Fakat bu yetmiyor. Şiirlerimde de gördün ki kitaplara rağmen çok ıstırap çektim. Çünkü candan bir insanım yoktu. Sen benim yarım kalan tarafımı ikmâl edeceksin.”
Sayfa 17
“Elveda Max, elveda Nadia dedim. Onların başına gelenleri anlatmaya karar verdim. Çünkü ancak hikâyesi anlatılan insanlar var oluyordu."
Sayfa 414
72 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.