Geh yekşem geh duşeman
Êvar yan jî sibeh, nav rojê u şevan
Li dojehê yan jî navîna bihuştê mêvan
Wekî evindar dişibin hev bi zend u zên
Ez û tu , em ê tevhev razên
Geh pêr u pêrar bu, geh sibetir
Keseka'm nîn e ji te bêtir
Ev dil di destê te de dihewe
Tenya ligel dilê te yî xem dixewe
Mîna berê, heta ji berê zêdetir
Ez û tu, em ê tev hev razên
Ev evîna min a bêdawî û bêçe
Asîman li ser me germoşka xalîçe
Dest u milê min carekî din te dipêçe
Çendin ji te hez kim, ewqas bi hezî
Heta heta yê eger tu bixazî
Ez û tu, emê tev hev razên
NİVÎSKAR: LOUİS ARAGON
WERGER: Simon Suleymanî
(Rêveberê Akademîya Pakurdê)
Anıldıkça adın bir kış vakti
istasyonlarda toprak kokan ağzımla dokunuyorum boynuna.
uzun saçlarıyla senin her gün gebe olduğunu söylüyorlar
susuyorum.
Ulaşamamak tam anlamıyla varmaktır:
Su canlısı suyu görmez.
Ay'da yaşayanlar ,
Ay ışığının rengini bilmez.
Uzaklık ve dostluk bizim hikayemizdir:
Bunun dışındakiler ise birer arzu.
Duyguların ortada olduğu yerde,
Kuşların seçimi kafestir.
Özgürlüğün küçük genişliğini;
Esirin gözünden görmek gerekir,
Dağlar sıra dağlar içindedir,
Dağı çölden de görmek gerekir.
Bahçelerim ağaçsız olsa da
İçimden dime düşüncesi gelir
Şiiri, Aşkı, vahiyi
Hepsini sahip olmadan yaşarım.
Yaser Kanberlo✍️
Köküm gece
kanım güneş
Bir yaprağın yumuşaklığını aramak için
taşa girdim.
Uçuşun kokusunu aldım,
geceyi açtım
günü ışıttım.
Kelebek geçti
gün rengârenk oldu.
Senin için yaşadım,
seni yaşadım,
seninle bütünleştim
Ben sen,
sen ben,
ben ve sen biz olduk
özgürleştik.
Gecenin üstümde dans etmesine izin verdim
Düşünün düşümle sevişmesine izin verdim.
Ama geceyle kalakalıyorum
Güneşin şarkısını duyamıyorum
Kalktın,
ben nehir kayısında
bir gölge oldum
Üstüme yaprak düştü,
oturdun,
ben yok oldum.
Şarabın adı kötüye çıkmış, kendi hoş,
Hele bir güzelle içersen daha bi hoş
Harammış şarap, olsun, bana hava hoş
Hem bana sorarsan haram olsan her şey hoş