Nerdy

Nerdy
@Nerdy
For whatever we lose, Like a you or a me, It's always ourselves we find in the sea.
302 syf.
5/10 puan verdi
·
124 günde okudu
Spoiler içerir
Ana karakterin duyguları okuyucuya iyi aktarılmış ancak çok yavaş ilerliyordu o yüzden uzun sürdü bitirmem. 100 sayfada anlatılabilecek olay 300 sayfada anlatılmış. Ana karakter olan Gordon, sürekli parasızlıktan şikayet eden ama prensipleri gereği daha çok para kazanmak için hiçbir şey yapmayan biriydi. Buraya kadar sorun yok ama saçma olan, kendi deyimiyle "Para Tanrısı"na tapmaktan kendisini kurtarmak istese de bunun aksi davranışlarda bulunmasıydı. Evet çok para kazanmak için çabalamıyordu fakat sevilmeyi, saygınlığı tamamen buna bağlamıştı ve insanlar fakir olduğunu anlamasın diye kendini zor durumlar içine sokuyordu sürekli. Hatta çevresindeki insanlar bunun böyle olmadığını söylediğinde kesin bir şekilde reddetip onları yalan söylemekle itham ediyordu. Beni rahatsız eden bir nokta ise Gordon'ın Rosemary ile cinsel ilişkiye girmek için onu manipüle etmeye uğraşması hatta bir sahnede açıkça tecavüz etmeye çalışmasının normal bir şey gibi anlatılmasıydı. Tabii ki yazarların insanlara doğru olanı anlatmak gibi bir sorumluluğu yok. Eseri değer yargılarımız değil de estetik açıdan değerlendirmemiz daha doğru olur bence. Fakat Orwell'in kendisinin de söylediği gibi "Ölmek üzere olduğunuz bir hastalığa tamamen estetik bir ilgi gösteremezsiniz." Dolayısıyla böyle bir gerçekliğin içinde yaşarken o bölümleri öylece okuyup geçemedim. Sonunda intihar etmesini beklemiştim ama prensiplerini bırakıp "normal" bir hayat yaşamayı tercih etti. Böyle olması daha çok etkiledi beni. Okuduklarım arasından Orwell'in en iyi kitabı olmasa da en kötüsü değildi, okuduğum için pişman değilim.
Aspidistra
AspidistraGeorge Orwell · Gönül Yayıncılık · 20214,318 okunma
Reklam
286 syf.
1/10 puan verdi
·
19 günde okudu
Bu kitabı okumamın üzerinden 5 yıl geçti. Dolayısıyla çok detaylı hatırlamıyorum ama aklımda kalan birkaç noktadan bahsetmek istiyorum. Kitabın ortalama puanı beklemediğim bir şekilde yüksek. Hedef kitleden kaynaklandığını düşünüyorum. Gözlemlerime göre bu tür kitapları, düzenli olarak kitap okumayan ya da okumaya yeni başlayanlar tercih ediyor.
Ben Dünyanın En Akıllı İnsanıyım
Ben Dünyanın En Akıllı İnsanıyımErdal Demirkıran · Kashna Kitap Ağacı · 20174,299 okunma
232 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Her şeyden önce, beklentimin üzerindeydi. Çocuk kitabı olarak kabul ediliyor gördüğüm kadarıyla, diğer incelemelerde 12-13 yaş grubuna uygun denmiş. Kesinlikle katılmıyorum. Çocuk kitaplarının aksine karakterler çok boyutluydu, kimse salt iyi ya da kötü değildi. Dolayısıyla çocuklar kitaptaki doğuruyu yanlışı ayırt etmekte zorlanabilir. Yazarın insan tasvirlerini çok beğendim. Arada birkaç davranış fazla karikatürize kaçsa da genel anlamda hepsinin arasında yaşamışçasına ustaca tasarlamış bambaşka insan tiplerini. Farklı ortamlarda Kiraz'a eşlik etmek ufkumu genişletti. Yaşadığı buhranlarla nasıl baş ettiğini görmek bana ilham oldu. Onaylamadığım davranışları da oldu kitap süresince fakat kitabı okunur kılan bir parça da buydu bence. Neticede hatalarının doğurduğu sonuçların üstesinden geldi bir şekilde. İkinci kitabı da merakla okuyacağım.
Yeşil Kiraz 1
Yeşil Kiraz 1Gülten Dayıoğlu · Yapı Kredi Yayınları · 20222,603 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
141 syf.
4/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Yeraltı edebiyatı sevmediğimden bana hitap etmedi pek. On civarı öyküden oluşuyordu. Yaşları çocukluk ile ergenlik arasında değişen erkeklerin gözünden okuyoruz. Alt sosyal sınıflardan geliyordu çoğu. Ben de öyle bir çevrede büyümüş biri olarak bazı olayları abartı buldum. Örneğin öykülerden birinde 14 yaşındaki bir çocuk bara gidip, alkol alıp, abisinin 25 yaşındaki sevgilisine taciz denebilecek davranışlarda bulunuyordu. Bir başka öyküde 8 yaşındaki bir çocuk babasından gizli sigara içtiğinden ve otuzlarında bir kadına duyduğu şehvetten bahsediyordu. Bu olayların yaşanabilmesi için sayısız tesadüfün bir araya gelmesi gerek. Ayrıca kitapta yer verilen taciz sahneleri bazı okurlar için rahatsız edici olabilir çünkü bunun yanlış olduğuna dair bir ifade yoktu. Beni rahatsız etmedi, öykülerdeki anlatıcı profili gereği böyle olması gerekiyordu. Bunların yanında küçük yaşlarda kurulan denklemlerin basitliği kendi çocukluğumu anımsattığından bir miktar duygulandım. Çocukların yaptıkları hatalardan sonra sürekli ebeveynlerinin kulağına gitmesinden endişe etmesi, eğer öğrenilirse ne yapacaklarına dair kurdukları senaryoların masumluğu çok gerçekçiydi. Okurken ben de onlarla beraber kaygılandım. Okumanın zaman kaybı olduğunu düşünmüyorum ama okumamak da bir şey kaybettirmez. Ağır bir kitaptan sonra akıcı bir şey aranırsa okunabilir.
Erken Kaybedenler
Erken KaybedenlerEmrah Serbes · İletişim Yayınları · 20129,9bin okunma
144 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Sürekli karşıma çıkan ama her seferinde okumayı ertelediğim bir kitaptı. Bu yıl geçen yıla göre daha az sayfa okuduğumu farkedince eşitlemek için kısa bir kitap okuma düşüncesiyle başladım. Trajik bir aşk hikayesini konu alıyordu. Sonu oldukça orijinaldi, böyle biteceğini asla tahmin edemezdim. Kitabın ortasında yazar, sonu hakkında bilgi verince kızmıştım "Bu şimdi söylenir mi?" diye. Fakat sonunda o kadar beklenmedik şeyler oldu ki, o hiçbir şeymiş dedim. Bunun dışında Talat'ın annesinin, kocasıyla tanışma hikayesinin bir yere bağlanmaması (ben kaçırmış da olabilirim) tuhaf geldi. Kitap boyunca nereye bağlanacağını merak etmiştim çünkü. Genel anlamda beğendim, keşke daha erken okusaydım dediğim bir kitap oldu.
Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat
Taaşşuk-ı Talat ve FitnatŞemseddin Sami · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202429bin okunma