Eğer bir kadınsan dil, din, ırk, mezhep, ülke ne olursa olsun nerede olursan ol hor görülme, ezilme aşağılanma kaderin mi bilmem. Renklerden Moru kitabında siyahi bir kızın yaşadıkları yıllar önce kaleme alınmış lakin yıllar öncesinden bu güne kadar değişen gelişen hiçbir şey olmamış. Günümüz yaşantısında da görmediğimiz, duymadığımız hiçbir zaman kimsenin sesini duymadığı nice Celile’ler olduğunu bilmek kadar üzücü, incitici bir şey yok. Okuduğum bir kitabın bir satırınca geçti bu kitabın ismi. Sırf isminin bana farklı gelmesinden dolayı arayıp buldum ve okumaya başladım. İlk sayfaları o kadar tüylerimi ürpertti o kadar beynimden aşağıya kaynar sular döktü ki devam etme konusunda çok tereddüt yaşadım. Kitap okurken ağlamayı mutsuz olmayı sevmem. Çünkü genelde mutsuz olduğum zamanlarda kitaplara sığınırım ki teselli bulayım. Ama bu kitap bende acıma acı yaşadığım dünyaya olan ne de değişmez gelişmez bir yer hala neden böyle hayatlar var bu keşke sadece bir kitap olsaydı şeklinde sonlandı. Ve tek tesellim kitapta Celile karakterinin bir zaman sonra pes etmeyip, çok güçlü bir karakter olarak ayağa kalkması oldu. Umarım bütün kadınların sonu Celile gibi olur.Güçlü ayakları yere basan mutlu kadınlar. Ama lütfen sadece sonu.