Nimnim

İçinde bir ateş vardı. Ateş onu ısıtacak mıydı yoksa yok mu edecekti, bilemiyordu. Derken anladı. Ateşlerin nedeni yoktu. Nedeni ancak o yaratırdı. Güç ondaydı.
Sayfa 162Kitabı okudu
Reklam
Nelerin ilgimi çektiğini tam olarak bilemeyebilirim ama nelerin çekmediğinden kesinlikle eminim.
Sayfa 151Kitabı okudu
Bir yerde uzun zaman kaldığınızda, dünyanın ne kadar büyük ve uçsuz bucaksız olduğunu unutuyordunuz. O enlem ve boylamların uzunluğunu algılayamıyordunuz. Kendi içimizdeki uçsuz bucaksızlığı da algılayamadığımız gibi, diye düşündü Nora.
Sayfa 132Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kalabalık şehirlerdeki yalnız zihinler bağlantı kurabilmenin özlemini çeker çünkü yüz yüze iletişimin en önemli şey olduğunu düşünürler. Ama saf doğanın ortasındayken, yalnızlık apayrı bir kişiliğe bürünüyordu. Başlı başına bir çeşit bağlantıya dönüşmüştü. Doğayla arasındaki bir bağlantıya. Kendisiyle kurduğu bir bağlantıya.
Sayfa 124Kitabı okudu
“ Direnme gücüne sahip olanlar başkalarından farklı değildir, “ diyordu Nora. “ Aradaki tek fark, onların aklında belli bir hedef olması ve o hedefe ulaşmaya kararlı olmalarıdır. Direnme gücü, dikkatimizin kolayca dağılabildiği bir hayatta odağımızı koruyabilme yeteneğidir. Bedenimiz ve zihnimiz sınıra dayandığında bile yaptığımız işe yoğunlaşmayı sürdürmek, dikkatimizi dağıtmadan, etrafa bakıp birilerinin bizi geçebileceğinden endişe etmeden kendi kulvarımızda yüzmeyi sürdürebilmektir… “
Reklam
Pişmanlıklar kaybolup gitmezdi. Sivrisinek ısırığı gibi değildiler. Sonsuza kadar kaşınırlardı.
Bu hayatta zevkli bir kadın olmadığı açıktı. Ama zevkli olmanın mutlulukla ne alakası vardı ki zaten?
“ Çünkü Nora, bazen öğrenmenin tek yolu yaşamaktır. “
“ İstemek, “ dedi ölçülü bir sesle, “ ilginç bir sözcüktür. Yoksunluğu anlatır. Bazen o boşluğu başka bir şeyle doldururuz ve ilk baştaki istek bütünüyle kaybolur. Belki de senin sorunun istemek değil, yoksun olmak. Belki cidden yaşamak istediğin bir hayat var. “
İnsanlar şehir gibiydi. Bazı kötü yönleri var diye bütün şehirden nefret etmezdiniz. Sevmediğiniz yanları, birkaç tehlikeli ara sokağı ve mahallesi olabilirdi ama bir şehri yaşanır kılan şey iyi yönleriydi.
Reklam
“ İyi, o zaman oraya gitmeliyim. Çünkü ölmek istiyorum. “ Nora yürümeye başladı. Ama Bayan Elm başını iki yana salladı. “ O şekilde ölemezsin. “ “ Nedenmiş o? “ “ Ölüme gidilmez. Ölüm sana gelir. “
Zaman içinde mutlu anlar da acıya dönüşebiliyordu.
Kömürün de, elmasın da karbon olduğunu ama kömürün hiçbir basınç altında elmasa dönüşemeyecek kadar katışıklı bir karbon olduğunu söylemedi. Bilimsel olarak, kömürseniz kömür kalırdınız. Belki de hayattan alınması gereken esas ders buydu.
517 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Martin Eden
Martin EdenJack London
9.1/10 · 92,2bin okunma
Ölüm acı vermezdi. Hayattı, hayatın sancısıydı bu feci, bu insanı boğan his. Hayatın Martin’e vurduğu son darbeydi.
Sayfa 480Kitabı okudu
708 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.