Şu halde insan küçük bir alem,alem de büyük bir insandır.Bir başka deyişle insan alemin küçültülmüş hali…
İnsan var,taşı mabud edinir,kalbi taştan katı kesilir…Bir damla sudan yaratıldığını unutur,cürmüne ve cüssesine bakmadan alemlerin Rabbine kafa tutma cüretkarlığı gösterir…İnsan var,Rabbinden başkası önünde boyun eğmemek için boynunu kılıcın önüne sürmekten çekinmez,dünya önüne serilse Rabbinden başkasını gözü görmez…
İnsan vardır inancı uğrunda ateşte yanmayı göze alır,insan vardır en ufak bir menfaati için hemcinslerini ateşlere salar.İnsan bu…Bazen çok küstah,bazen çok mütevazı…Bazen çok saldırgan ve haris,bazen çok kırılgan ve naif.
İnsanı yaratan,ona şah damarından daha yakın olan Rabbi onun güçlü ve zayıf noktalarını en ince ayrıntılarıyla biliyor.”Hiç yaratan bilmez mi?”
Bu seriye başlamak için neden bu kadar geç kaldığımı düşündüm.Meryam ve Teslanın akıbetini merak edip serinin devam kitabına başladım.Sürükleyici,şaşırtıcı sonlu ve tam filmi çekilmelik bi kitap.Kalın olmasına rağmen sıkıcı kısmı yoktu.Bilgi içeren kısımlar tam dozundaydı.
Pia MaterSerkan Karaismailoğlu · Elma Yayınevi · 201914,5bin okunma
Çünkü ablası ve Perit’in ilişkisi,yeryüzündeki diğer birçok çiftin ilişkisine yakın bir seviyedeydi.Yani birbirlerini sevdiklerini sanan ve bu uğurda bir hayat inşa etmeye çalışan iki farklı cinsiyet.Dünyadaki evliliklerin küçük bir kısmı,zorla yaptırılan evliliklerdi.Geri kalan çok büyük bir kısmı ise birbirlerini sevdiklerini sanan insanların yaptıklarıydı.Daha doğrusu seveceği insanı bulamadığında ,korkudan,bulduğu insanı sevmeye çalışanlar.Hoşlanma hissini aşk sananlar.Her taraf bu tarz çiftlerle doluydu.