Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Özlem

Özlem
@OzlemDY
Marmara Üniversitesi RTS
Ankara
13 okur puanı
Ocak 2020 tarihinde katıldı
...Oysa çöküntü kurbanının böyle bir seçeneği yoktur, kendini tıpkı yaralanmış bir asker gibi en dayanılmaz toplumsal ve ailevi çatışmaların ortasına itilmiş bulur. O savaş alanında, beynini kavuran acıya karşın sıradan olaylarla, ahbaplarla ilişkisini koparmamış birinin yüzünü takınmalıdır. Hoşbeşlere katılması, soruları yanıtlaması, başını ciddi ciddi sallayıp kaşlarını çatması, hatta -Tanrı yardımcısı olsun- gülümsemesi gerekir. Birkaç sözcüğü toparlaması bile ateşten gömlekken.
Reklam
Çöküntünün ne tuhaf maskelere büründüğü unutulmamalı.
..."ama hata yapma ya da başkalarını mutsuz etme kastı olmadan da hata yapılabilir ve üzüntü verilebilir. Düşüncesizlik, başka insanların duygularına karşı dikkatsizlik, kararsızlık da aynı işi görür."
Sayfa 142Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Mizah, çoğunlukla iyi düzenlenmiş bir anlam dünyasındaki bazı kısa süreli bozulmanın gerçeklik ilkesinin kavranışını gevşetmesinde ortaya çıkar.”
“Kültür belli kurallara uyulması yönündeki karşılıklı bir anlaşmanın varlığı nedeniyle her zaman bir ölçüde oynanmış olacaktır. Gerçek uygarlık, her zaman ve bütün açılardan fair play’i talep etmektedir ve fair play de, iyi niyetin oyunsal terimlerle çevrilmiş halinden başka bir şey değildir."
Sayfa 278Kitabı okudu
Reklam
“Oyunsal rekabet, toplumsal hayat güdüsü olarak bizzat kültürden de eskidir ve arkaik kültür biçimlerinin gelişmesinde bir maya gibi etki etmektedir. İbadet, kutsal oyun içinde serpilmektedir. Şiir oyundan doğmuştur ve oyunsal biçimler sayesinde yaşamaya devam etmektedir. Müzik ve dans ortaya saf oyun olarak çıkmışlardır. Bilgelik ve bilim ifadelerini kutsal yarışma oyunlarında bulmuşlardır. Hukuk, toplumsal oyundan sıyrılarak ortaya çıkmak zorunda kalmıştır. Silahlı çatışmaların kurala bağlanması, aristokratik hayatın kuralları oyunsal biçimler üzerinde temellenmiştir. Sonuç olarak, kültür ilkel aşamalarında oyun olarak oynanmıştır; ana bitkiden ayrılan canlı bir meyve gibi oyundan doğmamış, oyunun içinde ve oyun olarak serpilmiştir."
Sayfa 232Kitabı okudu
“İlkel insana göre, bir şeye kalkışabilmek ve onu yapabilmek, bir güce denk düşer, fakat bir şey bilmek, büyülü bir güce sahip olmak anlamına gelir. Her bilgi, ilkel insan açısından, aslında kutsal bir bilimdir, büyücülük gücüne ulaştıran bir sırdır. Çünkü ona göre, her bilgi aslında dünyanın düzeniyle ilişki içindedir."
Sayfa 149Kitabı okudu