İnsan öğrendiği bilgilerle kendi doğrusunu yaratır. Bu doğrular insanın kimliğini oluşturduğu için, kolaylıkla bu doğrular için savaşır. Bir noktadan sonra insanın doğrularını savunması, kendi kimliğini savunması halini alır. Doğrusunu savunan kişi, karşısındakini incittiğini ya da zarar verdiğini düşünmez. İnsan kendini ‘bilen kişi’ olarak gördüğünde, her zaman yaptığı davranışın saflıktan geldiğine inanır. Ne de olsa en doğrusunu o biliyordur!
En tehlikeli haldir, en doğrusunu bilmek. En doğruyu bilen, doğru ile kirlenmiştir. Kişinin doğrusunun ışığında gerçekleşen bu davranışlar başkalarına karşı şiddet içerir. Oysa hiçbir bilgi, kimsenin doğrusuyla işlemez. Her bilgi çok yönlüdür. Yönleri görmemek insanın algısının sığlığından kaynaklanır.