Öyle bir iki yıl yetmez tanımak için bir erkeği.
Onlar yalnız mide, bizse yalnız yemeğiz, Karınları açken tıka basa yerler bizi,
Ama bir de doydular mı kusup atarlar.
Aziz Nesin'in Bay Düdük kitabında geçen bir öykü vardır efenim. "Sen haline şükret" diye.. Kar kış vakti kiracı tarafından evden atılan Şükrü Bey ucuza ve düzgün ev bulamayınca derdinden yakınmaya başlar. O sırada arkadaşı Zekai Bey'e denk gelir ve hazır arkadaşımı bulmuşken biraz derdimden yakınıp konuşayım der.. Bi başlar- o sırada apartman yaptıran- Zekai de ayrı "sen haline şükret senin ki de dert mi.. " diye diye kendinkinden yakınır. Gidişat birbirlerine teselli vermek yerine dert yarıştıran iki arkadaşa dönüşür. Ve öylece devam eder.Velhasıl çevrenizde kendinden konuşan, size diyalog hakkı vermeyen insanlardan ister istemez uzaklaşırsınız. Bencillikleri ve egolarını tatmin etme arzularına yenik düşmüşlerdir onlar..Trajik ama çokça denk geldiğimiz tiplerden.:)))
"Nasılsın?" sorusuna cevaben nasılsın demeye korkar oldum insanlara,bütün dolmusluklariyla bana geliyorlar...Sinir bozan kısım tam olarak bana bu soruyu sorarken beni merak ettigini gosterip,kendini dinlettirme çabası...