Bütün hayatı Cephelerde geçmiş Ahmet Turan’dan bahsedelim birazda ;
Sarıkamışta savaşmış 3 silah arkadaşını donmaktan kurtarmış ardından ırak cephesinde Kutul amare’yi yaşamış fakat patlayan bir şarapnel ayağına gelince aksak yürür hale gelmiş ardından Galiçya cephesinde aynı ayağından aldığı yarayla tam anlamıyla ‘Topal Asker ‘ lakabını almış.
Savaş bitip terhis olduğunda memleketinde kimsenin kalmadığını görünce İstanbula gelir Vapura bindiğinde Saçları alagarson kesimli bir kız tarafından gördüğü muameleye çok içerlenir neredeyse kahrolur.
Çünkü kolay değildir onlar için karısını kızını bacağını kaybetmişken böyle bir vefasızlığı sindirebilmesi …
Bu hikayeyi duyan Hüseyin Nihal Atsız 1926 yılında Topal Asker şiirini yazar:
“Gülme öyle bana bakıp pek arsız arsız
Sen ey dışı güzel, fakat içi çamur kız!
Sana karşı haykıranı, mecbursun dinle;
Bugün hesap göreceğiz artık seninle:
Ben cephede geberirken, geride vatan
Aşkı ile bin belalı işe can atan
Anam, babam, karım, kızım, eziliyorken
Dağlar kadar yük altında... gel, cevap ver, sen
Bana anlat, anlat bana, siz ne yaptınız?”
Filozofların Tutarsızlığı İmam Gazali’nin akla güven olmaz diyerek İbni Sina ve Farabiyi kafir ilan etmesi bunun üzerine İbni Rüşd’ün “Aklın güvenilmez olduğunu söyleyen birinin aklına nasıl güvenirim? “ diyerek tek cümlede koskoca kitabı çürütmesi..
Ve bizim bu coğrafyada doğmak için çok yanlış zamana denk gelmemiz..