"Yanınızdaki kişiye değer verin.
Kırmayın onu.
Durup durup sevdiğinizi söyleyin, özel hissettirin.
En ufak bir şeyde 'bitti' demeyin, ağlatmayın, üzmeyin.
Neden mi?
Çünkü; ölümün saati yok!
Belki son sarılmanızdır, belki son görüşünüzdür.
Belki saatler sonra artık ona değil de toprağına dokunacaksınız.
Onu değil de toprağını öpeceksiniz.
Belki ettiğiniz kavgalara bile pişman olacaksınız.
Keşke yanımda olsa da sarılsam diyeceksiniz.
İşte bu nedenle sevdiğinizin değerini
kaybettikten sonra değil, şu an bilin.
Toprak aldıktan sonra geri vermez.
Çünkü; ölümün saati yok!"
"sık gelir misiniz buraya?"
"evet. her gün gelirim. aynı banka oturur dinlerim."
"neyi?"
"bazen kafamı. bazen denizi, martıları. bazen de neşet ertaş'ı."