Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Faruk

Sabitlenmiş gönderi
Yarın, yarından sonra bir yarın, bir yarın daha Sürüp gidiyor günden güne küçük adımlarla; Geçmiş günlerimiz ise nice sersemlere ışık tutmuş Ölüm yolunda, toz toprak olmazdan önce. Sön, cılız kandil, sön! Hayat dediğin ne ki: Yürüyen bir gölge, bir zavallı kukla bu sahnede: Bir saat boy gösterip, boyun kırıp gidecek! Bir daha da duyulmayacak artık sesi. Bir aptalın anlattığı bir masal bu: Kuru gürültüler, deli saçmalarıyla dolu.
Sayfa 101
Reklam
Normal ruh halimiz, çevremizin ruh halini ne kadar koruduğumuza bağlıdır.
Sayfa 189
Her türlü üzüntüye ve ruhsal bunalıma karşı önce şunlar denenmelidir: Beslenme alışkanlığını değiştirmek ve bedenen ağır çalışmak. Ama insanlar bu durumda sakinleştirici ilaçlara başvurmaya alışmıştır: Sanata başvurmak gibi, — bu kendileri ve sanat için büyük zarardır!
Sayfa 184

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Düşüncelerimizi kullanıl maya hazır sözcüklerle ifade ederiz. Ya da şüphemi tam anlamıyla dile getirecek olursam: Bizim her an sadece elimizde bulunan 56Z cüklerin aşağı yukarı ifade edebileceği düşüncelerimiz vardır.
Sayfa 182
Akılsızlığınla bir yakını na derin bir acı verdin ve bir daha sahip olunmayacak bir mutluluğu yok ettin — ve şimdi de kibrini yenip ona gidiyor, kendini onun önünde aşağılıyor, akılsızlığın karşılığı olarak onun önünde aşağılanmayı göze alıyor ve bu zorlu, senin için olağanüstü rahatsız edici sahneden sonra her şeyin tekrar yoluna girdığı ni düşünüyorsun, - senin onurun ile ilgili ödediğin bedelin bir başkasının mutluluğu ile ilgili ödemek zorunda kaldığı bedelile eşitlendiğini sanıyorsun: Bu duyguyla yücelmiş ve erdeminle toparlanmış olarak oradan uzaklaşıyorsun. Oysa diğer insan aynı derin acıyı yaşamaktadır, senin akılsızlığının ve bunu itiraf etme nin onu teselli edici bir yanı yoktur; sen, kendini onun önünde aşağıladığında, ona yaşattığın o üzücü an'ı senin neden olduğun yeni bir yara gibi anımsar, - ama öç almayı düşünmez ve seninle onun arasında dengelenebilecek bir şeyin olduğunu kavramaz. Aslında bu sahneyi kendi önünde kendin için oynadın: Buna tanık olacak birini davet ettin, bunu da kendin için yaptın, onun için değil — kendini kandırma!
Sayfa 169
Reklam
Acı çekersiniz, acı içindeyken insanlara ve her şeye karşı haksız davrandığınızda, size karşı hoşgörülü ol mamızı istersiniz! Bizim hoşgörümüzün ne önemi var! Ama sizin kendi adınıza daha dikkatli olmanız gerekir! İnsanın acısını bu şekilde telafi etmesi, ayrıca bir de kendi yargısına zarar vermesi güzel bir tarz! Bir şeye kara çaldığınızda, kendinizden intikam almış olursunuz; böylece kendinizi kandırırsınız, başkalarını değil: Siz kendinizi yanlış ve çarpık görmeye alıştırıyorsunuz!
Sayfa 167
Ölümsüzlük düşleyenlere. - Yani o güzel bilincinizin sonsuza dek yaşamasını mıistiyorsunuz? Bu biraz arsızlık olmuyor mu? Hıristiyan sabrını da aşan bir sabırla size şimdiye kadar katlandığı gibi sonsuza dek katlanacak tüm diğer şeyleri düşünmüyor musunuz? Yoksa siz onlar için sonsuz bir mutluluk kaynağı olacağınızı mı sanıyorsunuz? Dünyadaki bir tek insan bile, kendi dışında var olan her şeyi kendisinden bıktırarak ölüm ve intihar aşamasına getirebilirdi! Siz dünyalılar birkaç bin dakikacık zaman ile ilgili kavramcıklarınızla, ebedi varoluşa sıkıntı yaratmak mı istiyorsunuz! Bundan daha büyük bir şımarıklık var mı!
Sayfa 166
admirari id est philosophari* *admirari id est philosophari: “Şaşırmak, yani felsefe yapmak.” Bu, merakın insanı düşünmeye sevk ettiği şeklindeki sıradan düşünceden daha öte bir şeydir; daha ziyade, doğanın şaşırtıcı (ve büyüleyici) olaylarının düşünsel analize ilham kaynağı olduğunu düşünen Platon ve Aristoteles'i akla getirir.
Sayfa 163 - Schopenhauer
Yoksul, neşeli ve bağımsız! — hepsi bir arada olanaklı; yoksul, neşeli, ve köle! — bu da olanaklı, — fabrika boyunduruğuna girmiş işçilere söyleyecek daha iyı bir şey bulamıyorum: Bunu bir ayıp olarak görmediklerini düşünelim, yani şimdi nasılsa öyle, bir makinenin vidaları gibi, insana has buluş sanatının boşluklarını dolduran biri gibi
Sayfa 160
“Dayan buna sevgili yüreğim! Sen bundan çok daha kötülerine katlandın!”
Sayfa 150 - Odysseus
Reklam
“Schicksal, ichfolge dir! Und wolltich nicht, ıcchmüsst'es doch und unter Seufzen hun!” “Kader, sana razı oluyorum! Razı olmak istemesem de, razı olmak zorundayım, hem de inleye inleye!”
Sayfa 146
“İnsanlıktan uzun süre hiçbir şey olmaz, bireyler harcanıyor, evliliklerdeki rastlantısallık insanların akılcı olarak yapacağı büyük gelişmeyi olanaksızlaştırıyor; - bu amaçsız oyunun gayretli izleyicileri ve soytarıları olmaktan vazgeçelim!”
Sayfa 122 - *
Biri boşluk hisseder, kendini doldurmak ister, diğeri ağzına kadar doludur, boşalmak ister, — ikisi de kendilerine bu konuda yardımcı olacak bir birey arayışına girerler. Ve en yüce anlamıyla bu olay her iki durumda da aynı sözcükle ifade edilir: Aşk, — nasıl? Aşkta bencillik yok mu?
Sayfa 118
Aslında kuvvetli bir biçim de kendimizi düşünüyor olmamızı, acı çekenlerin, yokluk için de kıvrananların, feryat edenlerin bakışlarından kurtulabilmek için bu gibi durumlarda verdiğimiz karar gösterir: Eğer biz güçlür ler, yardım edenler olarak yeterli olabilecek,alkış alacağımızdan emin olursak, mutluluğumuzun karşıtını hissetmek istiyorsak, ya da bu görüntü karşısında can sıkıntısından kurtulabileceğimi zi umuyorsak, bunu yapmamaya karar veririz.
Sayfa 108
Kim tarafsız bir araştırmacı olarak gözün geçmişini ve en basit canlılardaki biçimini inceler ve onun oluşumunu adım adım gösterirse, kesinlikle şu sonuca varır: Gözün oluşumundaki amaç görmek değil, daha çok rastlantının bir araya getirmesiyle meydana gelen cihazdır. Bu konuda tek bir örnek: “Amaçlar” gözümüzün önündeki perdeyi kaldırır!
Sayfa 99
Peki yaşadığımız olaylar nedir? Onla rın içerdiği anlamdan çok bizim onlara yüklediğimiz anlamdır! Belki şöyle de denebilir mi? Aslında hiçbir anlamı yoktur. Yaşa mak hayal etmek midir? —
Sayfa 98
11,4bin öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.